Bize, kendi başına ve her defa ayrı ayrı mevcut gibi görünen her şey, asli, esaslı ve tek bir mevcut önünde ya bütün varlığından soyunuyor, o zaman korkunç bir yokluk uçurumuna düşüyoruz, yahut mutlak ve sonsuz varlığın her mevcudu kahredici büyük tecellisine kavuşuyor, o zaman da prensiplerin, sistemlerin, neşelerin ve aşkların en üstüne erişiyoruz.