Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.31
Öncelikle bu kitapla tanışmama vesile olan @Herodikos arkadaşa teşekkür ederim keyif alarak okuduğum bir kitaptı.
Genç bir dağıtımcı ile insan gelişiminin beş seviyede olduğunu iddia eden ve kendisinin beşinci seviyede (yani bir nevi üstinsan) Olduğunu düşünün yaşlı bilge rolünde olan Avatar isimli ihtiyar arasında geçmekte olan bir sohbetten ibarettir. Genel olarak Tanrı ile ilgili diyaloglar ön planda olsa da içinde fizik, bilim, reenkarnasyon, özgür irade, bugünün insan ilişkilerine dair sözler, evrim vb. gibi konular var. Avatar'ın üslubunda ve konuları ele alış tarzında peygamberimsi bir hava hakimdir, genç dağıtımcı ise bilgi açısından yetersizdir. Avatar'a göre "mutlak güce sahip bir varlığın -tanrının- sahip olabileceği tek dürtünün kendini yok etme dürtüsü" olabileceğini ve yine tüm evrenin tanrının yok olması neticesinde oluştuğunu ileri sürmesiyle gelişen bir kurgusu vardır. Tüm evreni: tanrının külü olarak ele alır ve yok olan tanrının kendisini tekrardan var etme süreci olarak değerlendirir.
İnsana yeni bir bakış açısı kazandıracak bir kitaptır bence okunmaya değer.
Tek kelime ile MÜKEMMEL.
Kitabın kurgusu çok yalın ve açık ama verdiği bilgi çok derin ve anlamlı. Sorgulayan herkesin okuması gereken bir kitap. Hiçbir dine sallamadan sadece tanrı kavramını ve tanrı kavramının haricinde hayatımızdaki birçok konuyu da başlık başlık sorgulamış. Tesadüfen karşıma çıkan bir kitaptı.
Kitapta dediği gibi herşey bir olasılık bu kitabın karşıma çıkması da %50 çıkmaması da nu yüzden iyi bir olasılık oldu. Herkese tavsiye ederim. Okuyacaklara şimdiden keyifli okumalar:)
Puslu Sözlük
İhsan Oktay Onar'ın bu muhteşem kitabında tek eksik olan bir sözlük. Bu kitap kelime dağarcığınızı geliştiriyor...
İhsan bey'in bu kadar kelimeyi nasıl öğrendiğini merak ediyorum doğrusu. Bir elimde kitap, Bir elimde tablet. Tableti sözlük olarak kullanıyorum. Şu an itibari ile 10 sayfalık bir sözlüğüm oldu. Bu sebeple bu kitabı bitirmek öyle
Öncesinde yazar hakkında bir fikrim yoktu, kitabını çok sevince yazarı araştırma gereği duydum. Adams aynı zamanda güçlü bir hiciv yazarı ve karikatürist. Tanrı’nın Enkazı’nda ince zekasına hayranlık duymuştum o yüzden edindiğim bilgilere şaşırmadım.
Kitaba gelecek olursak kimden, nereden listeme aldığımı hatırlamıyorum yazarın da deyimiyle
Tanrı öldükten sonra okunmamalı!
Kitap, Tanrı kavramına rasyonel şekilde yaklaşan ve yorumlayan bilgeyle, Tanrı ve din kavramına minimalist açıdan bakan, kısmen dindar fakat birçoğumuz gibi hayatın rutini altında sorgulama yeteneği gelişmemiş bir insanın diyaloglarından oluşuyor. Bilge, insanoğlunun kalıbına sıkışan sığ Tanrı modelini eleştirmekle kalmıyor, kendi felsefi anlayışını şekillendiren yeni Tanrı modelinide açıklıyor; olasılık Tanrıdır. Diğer birey ise, bilgenin bu rasyonel yaklaşımı eşliğinde, bilgenin hayal dünyası ve kendi inandığı salt görüşler ikileminde kendi çıkmazında bir çözüm arayışına sürükleniyor. Ben bir ateist olarak, kitapta geçen her satırı ve Tanrıyı yıllar önce felsefi boyutta tartıp kendi gerçekliğimi bulduğuma inandığımdan bana yeni bir bilgi katmadı açıkçası. Bu bağlamda bu ikilemi aşmış ve binlerce yıldır üzerimize yapışam Tanrı modelini sorgulamış okurlar için de ufuk açıcı bir kitap değil. Benim için sadece tekrarlardan ibaret oldu. Ancak Tanrı kavramı karşısında onu sorgulama yeteneklerini yeni yeni keşfeden insanlar için önemli bir kitap olabilir.
Nasıl güzel bir kitap bu.
Okurken ilk sayfalarda Sokrates okuyormuşum hissi uyandırdı bende. Hatta Scott Adams'ın kitap karakteri olan Avatar'ı modern zaman Sokrates'i diye nitelendirdim. Doğurtma yöntemini kullanmış kitapta. Kitabın sonlarına doğru da şu cümleyle haklı olduğumu hissettim; "Kendini bir rüyadan uyandıramazsın. Zaten uyanık olan birinin seni nazikçe sarsması, kulağına fısıldaması gerekir.
Yaptığım şey, bir anlamda bu."
Rahmetli de ne diyordu "ben Tanrı'nın musallat ettiği bir at sineğiyim"
Yine sayfaları az ama içeriği büyük kitaplardan birini okudum. Bazı yerleri sıkıcı olsa bile okunmaya değer bir kitap. Kimler mi okumalı? Sorgulamayı kötü görmeyen, farkındalığı önemseyen ve bilhassa düşüncelerine genişlik katmak isteyenler için muhakkak tavsiye ederim…
Saygı duyabilmek
Hikaye alanında etkileyici ve güzel kitaplar okumak istiyorsanız Stefan Zweig kesinlikle keşfetmeniz gereken bir yazar. Hiç düşünmeden başlayın derim.
Yazarın en sevdiğim kitabı bu oldu diyemeyeceğim (Şuanlık kendisinin en sevdiğim kitabı Rahel Tanrı'yla Hesaplaşıyor oldu.) ancak sizi hayal kırıklığına da uğratmayacak bir kitap.
Söz konusu
İyi bir kitaba nerde nasıl denk geleceğinizi asla bilemiyorsunuz. İçerik olarak beyninizi çok farklı konularda zorlayıp çok farklı düşünce türleri ile karşılaşmanıza sebep olacak bir kitap. Bazı satırları okurken canınız sıkılabilir muhtemelen ama kitabı okumaktan sıkılmayacaksınızdır. Bu kitaba denk gelmemi sağlayan okuculara ve 1K'ya teşekkür etmem lazım. Umarım ben de başkalarının okumasına vesile olurum. Kendi içinde düşünen bir kitap olması kitabın değerini artırıyor. Kitap kendi içinde düşünüyor, seni düşündürüyor ve başkalarının da içerikle ilgili düşünmesine sebep olacaktır.
Sorgulamak
Yeterince akıcı ve bir solukta okuyabileceğiniz bu eseri okurken zamanın nasıl geçtiğini fark edemiyorsunuz. Nazi Almanya'sında faşizm zihniyetiyle yetiştirilen ergenlik çağındaki gençlerin bu ahlaki çöküş içerisinde benimsenmiş oldukları yozlaşmış düşünceler bağlamında hayata bakış açılarını irdeleyen bir öğretmenin Tanrı'ya yönelik
kısa ince ve çok etkiliydi. bazen sıkıldığım olsa da çom keyif aldım ve çok yerin altını çizdim. Hiçbir inanışa zarar vermeden sadece tanrı kavramını , zekayı, farkındalığı ve diğer tüm insansı kavramları insanların üzerinden sorgulatıyor . Sizi gerçekten durup düşünmeye itiyor.
İsmi ilk dikkatimi çekmişti sorgulayan bi insan için hiçbir dine saygısızlık etmeden düşündüren, yalın ve sürükleyici bir kitap. Yaşlı bir adam ve gencin tek bir mekânda geçen konuşmalarından oluşuyor ama asla sıkmıyor. Sonuna kadar keyifle okudum. Bu tür kitapları seviyorsanız ön yargısız şekilde okuyabilirsiniz.
Şimdiden keyifli okumalar.
Muhteşem bir eser.
Kitap genel itibarı ile tanrı kavramını ele alıyor diyebilirim. Tanrı kavramının yanında hayatta karşımıza çıkan önemli birtakım kavramlara da değiniyor.
Kurgulanış biçimi sade olmasına karşın içeriği gerçekten sarsıcı ve büyüleyici.
Sorgulayıcı yaklaşımın hayatınızda yer edinmesinin önünü açan bir eser.
İyi okumalar..
Kargoculuk yapan genç bir adam bir gün bir paketi vermek için bir evin önünde durur. Zile basar ama açan olmaz. Yapmaması gerekeni yapar ve kapıyı açar, içeri girer. Sallanan sandalyesinde şöminenin keyfini çıkaran adam kargonun genç adam için olduğunu söyler ve ikisi arasında günlerce sürecek bir diyalog başlar. Yazarın deneysel felsefe yaparak okuyucuya olasılıktan özgür iradeye, bilimden gerçekliğe, dinden evrime, varoluşçuluktan ‘Tanrının Külleri’ne kadar birçok konuda düşünmesine yardımcı oluyor. Kitaptan edindiğim birkaç önemli bilginin yanı sıra kitabın sonlarında yer alan Olumlamalar bölümünü çok yararlı buldum. Sadece bu bölüm bile okunmaya değer. Kargocuya verilen kargonun içinden çıkanı ise kitabı okumadan bilemeyeceksiniz.