Hızlı adımlarla benden önce vapura biniyor orta boylu biri. Alper Sapan’ın boyu uzun muydu acaba? Yan tarafımdaki genç adam dikkatle denizi izliyor. Okan Pirinç en son ne zaman vapura binmişti? Bir kadının elinde çay bardağı var. Ferdane Kılıç kahve içmeyi sever miydi? Füniküler beklerken gözlüklü biri bana doğru yürüyor. Veysel Özdemir’in
"Almanca dil kursuna giden bir Türk öğrencinin yaşadıkları: Hoca çok disiplinli biriydi. Bilhassa zaman açısından hiç müsamahası yoktu. Bir hafta boyunca, kimin ne kadar dakika geç geldiğini tespit ediyor ve onları geç kaldıkları süre kadar sınıfta tutuyordu. Tabii, bu durum zaten kursa zor zaman ayırmış iş sahiplerinin hiçte hoşuna
Reklam
Sık sık başı ağrıyordu. Çok ders çalışmasına rağmen "anne çok çalışıyorum fakat unutuyorum" derdi. Bakkala birşeyler almaya gönderdiğimde ne alacağını unutuyordu. Not tutmaya başladı, not tutmasa unutuyorum diyordu. Keşke o zaman farkına varsaydım diye kendimi suçluyorum. Biz çok ders çalıştığı için belki zihni yoruluyor diye
Mükemmel Çocuk Yetiştirmenin Üç Altın Kuralı
BAŞLIK DİKKATİNİZİ ÇEKTİ ve yazıyı okumaya başladınız değil mi? İstediğim de buydu zaten. Yoksa ne mükemmel çocuk yetiştirmenin sadece birkaç kuralı vardır ve hatta ne de mükemmel çocuğun tarifi. Ama maalesef orada burada buna benzer başlıklarla yazılmış “mucizevi” reçeteler okuruz sık sık. Sağlam bir dünya görüşü olmayan Batı medeniyetinin
Yabancı
Yabancılığın tarifi mi değişti, sıra bana geldiğinde bütün kavramlar yer mi değiştirdi bilmiyorum ama bildiğim, her yerde yabancı olduğumdur… Gariptir yabancı; bir başınadır, yalnızdır, yer bilmez, yurt bilmez, yol bilmez, iz bilmez. Ne kalacak yeri olur, ne göçecek yeri. Belki parasızdır, belki açtır, belki biilaçtır… Dostu olmaz, yoldaşa rastlamaz, derdini diyeceği bulunmaz. Kimseyi tanımaz; huyunu bilmez, suyunu bilmez, tepkisiniz kestiremez. Bazen kendi kendime soruyorum (ya da sormuyorum ama sorar gibi yapıyorum, çünkü kendime bile yabancıyım); Geldiğim yerde kalmak zorunda mıydım, geldim diye suçlu mu oldum, gitsem masum mu olacağım, bir tek ben mi yabancıyım, bir tek ben mi yer değiştirdim? Belki de gurbet benle var olmuştur, ondan öncesi hikâyedir. Sılada gurbeti yaşardım ama gurbette sılayı yaşayamıyorum; hem orada yabancı hem de burada yabancıyım. Milyonlarca insan içinde bir tek ben yabancıyım, yüzüme bakan, elimi tutan, saçımı okşayan, sırtımı sıvazlayanlara bile yabancıyım. Yabanda kalmışım, bir kenara atılmışım, önemsenmemişim, unutulmuşum, öylece bırakılmışım, hiçbir işe yaramamışım gibi hissediyorum. Bir yere ait değilim gibi, ne buraya, ne oraya, ne şuraya ne de başka yere… Oralı değildim, buralı da değilim, belki hiç şuralı da olmayacağım ve asla “bizden” diyene rastlamayacağım. Naif Karabatak
Türk Tipi Empati : Aynı şeyi senin anana bacına yapsalar iyi mi? Türk Tipi Felsefe: Fazla düşünme kafayı yersin. Türk Tipi Psikoloji: Delidir, ne yapsa yeridir. Türk Tipi Sosyoloji : Elalem ne der? Türk Tipi Eğitim: '' srım dersine sanki okuyup da apartman yöneticisi olacak p****k '' (Zehraca ) Türk tipi sağlık :
Reklam
55 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.