“Eskiye rağbet olsa bit pazarına nur yağar” demiş atalarımız. Demişler de aslına bakarsanız pek iyi etmemişler. Eski görüp de bir kenara bıraktıklarımız, sadece birer nesne olarak değil, üzerlerinde taşıdıkları anılarla ve yüklediğimiz anlamlarla önemlidir. Hele işin içine toplumsal boyut katıldığında, durum daha da çetrefilleşir. Çünkü artık psikoloji, sosyoloji, ekonomi, politika gibi kavramlar söz konusudur. Üstüne bir de toplumsal belleğin iyice oluşamaması faktörünü eklersek, varın durumun ciddiyetini siz düşünün.
Bu toplumdaki tarihe merak bir Afrika kabilesindeki insanınkinden fazla değil. Bir şeyin künhüne inmek , soru sormak , somut delil aramak gibi bir merakımız yok . Bu çok az insana mahsus bir özellik Türkiye'de .
Sayfa 10 - Timaş
Reklam
Osmanlı padişahları, yıllarca haremde cariyelerle gönül eğleyerek mi günlerini geçirdiler? Şayet öyleyse,bu devlet 600 yıl nasıl yaşadı?Öyle değilse bu fikir bizim kafamıza kimler tarafından niçin sokuldu ?
Bir Osmanlı imparatorluğu fethettiği topraklara koloni değil, vatan gözüyle bakıyor.Buralar artık onun vilayetidir , sancağıdır vs.kısacası bir vatan parçasıdır.
Tarihçinin iyi niyetli olması lazım, takımcı ve partici bir zihniyette değil.
Tarihi film çeviren biri, tarihi gerçekliğe sadık olmak zorunda değil ama tarihi bilmek zorunda. Alfabeyi öğrenmeyen, roman yazamaz.
Reklam
248 öğeden 291 ile 248 arasındakiler gösteriliyor.