Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Çünkü her insanın, sırf insan olmak hasebiyle, varlı­ ğın gerçek yapısı ile ilgili kendine has bir tavrı ya da varlığın tabii yapısı ile alakalı özel bir felsefesi vardır. Kendisi bunu algılasa da algılamasa da; yaşam felsefesinin bu tutumdan kaynaklanmakta olduğunu bilse de bilmese de böyledir.
Gazali ile paralellik ar­ zeder. Mezkur ifade, Augustinus'in, kendisini kuvvetle çeken iki alem arasında kaldığı şeklinde olup bunlardan biri, ken­ disini Allah'a çeken ilahi cemal; öteki ise kendisini Allah'tan uzaklara çeken cismani maddenin ağırlığıdır.
Reklam
Hasen-i Basri 'ye (ö. 110), 'fakihler (bu yaşam tarzı hakkında) şöyle şöyle diyorlar' denilince diyor ki: "Siz hiç fakih gördünüz mü? Fakih, dünyalığa önem vermeyen, dini konularda hassasiyet gösteren ve devamlı surette Rabbine kulluk eden kişidir" nı. Bu, gerçek fakihlerin. bir başka de­ yişle sı1fi fakihlerin Hasen-i Basri nazarındaki vasfıdır. Ona göre, gerçek fakih, fıkhı bilen değil, dünyalığa önem verme­ me, kulluk bilinci içerisinde hareket etme, dini konularda hassasiyet ve ibadetlerin bağlı bulunduğu manevi maksatla­ rı kavrama .. gibi şeriat öğretilerine uygun yaşayan kişidir.
Dauud et-Tfı'i (ö. 165) kendisinden tavsiye isteyen birine şöyle diyor: "Dünyaya karşı kendini öyle bir tut ki, bu orucun ancak ölümle bozulsun. İnsanlardan da, vahşi hayvanlardan kaçar gibi uzak dur!" (2)
Tasavvuf: Hakikatleri almak, insanların elindekin­ den ümid kesmektir" cıı_ Buradaki 'hakikatler' şeriate dayalı zahiri gerekiere mukabil olmakla birlikte, bunlardan maksat, şerlatin zahiri­ ni bırakıp sadece batınma önem vermek olmayıp aksine şerlatin zahirine göre hareket etmekle beraber, batınma/ha­ kikatine bakmak gerektiği dir. 'İnsanların elindekinden ümid kesrnek'ten maksat da, insanlarıı;ı sahip olduğu dünyalardan el-etek çekmektir. Sonuç olarak, Marılf-i Kerhi'ye göre, ta­ savvufun iki yönü vardır: Dünyadan el-etek çekme ve dinin zahiri gerekleri ile yetinmeyip hakikatine önem verme ... Ebu Süleyman ed-Darani (ö. 2151 830)
3- "Süfi, kalbin tamamen Allah'a veren (tasfiye eden) kişidir." (Z) Kalbin tamamen A.llah'a verilmesi demek, oiıu birta­ kım arzu ve isteklerle; Allah'tan alıkoyacak hiçbir şeyle dol­ durmamak demektir. Bu ifadede, süfinin, kötü sıfatlarından vazgeçerek (fena) övgüye layık olduğu sıfatıada beka bulma­ sı gerektiğine işaret ediliyor. Zünnan-i Mısrı (ö. 2451 859)
Reklam
4- "Süfi konuştuğu zaman, ağzından sadece hakikatler dökülür; sustuğu zaman ise, organları kendisinin alakalarını kestiğini ifade eder" (3)_ Süfi, mutlaka şu iki halden biri üzere bulunur: Ya ko­ nuşmak ya da susmak. Konuştuğu zaman, sadece gerçeği söyler, yani ehl-i batının lisanı olan hakikat lisanı ile konu­ şur. Sustuğu zaman ise, organları, kendisinin bu alemle bü­ tün alakalarım kopardığını gösteren şeyler ifade eder. Hasılı o, her iki halinde de, konuştuğu zaman da sustuğu zaman da Allah'la beraberdir.
"Rabbinin adını an ve bü­tün varlığınla O'na yönel. " (el-Müzzemmil, 73/8).
Reklam
"Ey örtünüp bürünen! Birazı hariç geceleri kalk na­maz kıl. Bu vakti biraz azaltıp çoğaltabilirsin. Kur'an'ı da tane tane oku. " (el-Müddessir, 7 4/1)
"Müslüman erkek ve kadınlar, mürnin erkek ve kadın­lar, taate devam eden erkek ve kadınlar, doğru erkek ve ka­dınlar, sabreden erkek ve kadınlar, mütevazi erkek ve kadın­lar, sadaka veren erkek ve kadınlar, oruç tutan erkek ve ka­dınlar, ırzlarını koruyan erkek ve kadınlar, Allah 'ı çok zikre­den erkek ve kadınlar (var ya); işte Allah bunlar için bir ba­ğışlama ve büyük bir mükafat hazırlamıştır. " (el-Ahzab, 33/35).
Şüphesiz, azgınların barınağı olacak cehennem pusu­ da beklemektedir. Azgınlar orada çağlar boyu kalırlar. Yap­ tıklarının karşılığı olarak tadacakları kaynar su ve irinden başka, herhangi bir serinlik (bulamaz) içecek de tadamaz­ lar. " (en-Nebe, 78/21-26).
Onu yakalayın ve ellerini boynuna bağlayın; sonra da aleuli ateşe atın; sonra yetmiş arşın uzunluğunda bir zincir içinde oraya sokun. Çünkü o Ulu Allah'a iman etmez; yoksu­ lu doyurmaya teşvik etmezdi. " (el-Hakka, 69/30-34).
Nefsani arzulara (özellikle) kadınlara, oğullara, yığın yığın biriktirilmiş altın ve gümüşe, salma atlara, sağmal hayuanZara ve ekinZere karşı düşkünlük insanlara çekici kı­ lındı. Bunlar dünya hayatının geçici menfaatleridir. Oysa varılacak güzel yer, Allah katındadır. '' (Al-i İmran, 3/14).
56 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.