Genel olarak, İran'ın kuzeyi ve batısında Safevi devletinin yükselişi Nakşibendiyye için kara haber gibi olmuştur; zira Nakşibendiyye, Sünniliğe olan güçlü bağlığı nedeniyle özellikle zulüm hedefi hâline gelmiştir.
Sayfa 225Kitabı okudu
Bazı araştırmacılar Gazali'nin "dine yönelik akli ve şer'i yaklaşımlardan tatmin olmayıp Cenâb-ı Hakk'a dair daha şahsi bir tecrübe iştiyaki hissettiğini öne sürerlerken, bazıları da onun tasavvufa ani teveccühünün ardındaki samimiyete ihtiyatla yaklaşılması gerektiği tavsiyesinde bulunmaktadırlar."
Sayfa 148Kitabı okudu
Hallâc'in mahkemesi, Abbasi sarayında özellikle el-Muktedir'in reşit olmadığı bir dönemde yoğunlaşan dini, siyasi ve mâli entrikalar bağlamında gerçekleşir. Onun davası, halifenin vezirlerinin 4/10. yüzyıl sonlarında sahip oldukları büyük gücü de gözler önüne sermektedir.
Sayfa 89Kitabı okudu
Müridiyye çalışmak ibadettir" (laborare est orare) düsturundan hareketle yerel tarımı geliştirmede önemli bir rol üstlenmiştir. Müridi şeyhleri, göz alıcı ekonomik başarıyla birlikte ülke genelinde güçlü bir siyasî nüfuz elde etmişlerdir."
Sayfa 262Kitabı okudu
Tasavvufun Afrikalı ruh kültleriyle karışmasının diğer bir tezahürü ise Cezayirli Sidi Bilâl, Fas'ta Gnâve, Tunus'ta Stambali ve Sudan'da Umbura kabilelerinin ritüellerinde gözlemlenebilir. Benzer ritüellere, Mekke'deki Afrikalı köleler arasında da rastlanmıştır.
Sayfa 254Kitabı okudu
"Nasıl anlatalım soranlara biz?
Denizin üstünde gösterilmez iz."
Sayfa 74Kitabı okudu
Elmalılı Hamdi Yazır kimin müridiydi?
Prof. Dr. Orhan Çeker imzalı, Kasım 2012 tarihinde Rıhle Kitap tarafından dolaşıma verilmiş Tasavvufî Meselelere Fıkhî Bakış adlı bir kitap var elimizde. Orhan Çeker Hoca, Rıhle dergisinin abonelerine de hediye ettiği bu kitaba yazdığı önsözde, tasavvufla ilgili can alıcı meseleleri izah etmeye çalıştığını söylüyor. Ölçü olarak da Kitap ve Sünneti
RÂBÎA ADEVÎYYE
(H. 185)
Basra mektebinde İmam Hasan Basrî'den sonra ikinci önemli ulu kişi Rabia Adeviyye'dir. Bu kadın, devrinin en bilgili, en faziletli, en yüksek ruhlu ve derin duygulu ve yalnız ilâhî aşk içinde yüzen ve ilâhî aşk şiirleri terennüm eden Şair kadını idi.
Sayfa 34 - Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi YayınlarıKitabı okudu
