Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sen olmak isterdim. İyileştiren olmak, pak eden olmak, söndüren olmak, can’ı besleyen olmak, can olmak, tarafsız olmak, renksiz,tatsız olmak gibi, her şeye kucak açmak her rengi taşır gibi. Can gibi aşk gibi huzur sevda gibi. Şifamsın… İsmet Özel
İNCİ ARAL 1 baba evi Orhan kemal 2 nazım hikmet memleketimden insan manzaları 3 mithat cemal Kuntay üç İstanbul 4 anna karenina leo Tolstoy 5 agustos ışığı wıllıam Faulkner 6 dalgalar Virginia woolf 7 altın defter dorıs lessıng 8 marguerıte yourcenar hadrianus un anıları 9 vladımır nabokov sebastıan knıghtın gerçek yaşamı 10 ıtalo
Reklam
Hani çocukluğunuzun geçtiği bir sokağa , bahçeye gittiğimizde bahçeyi sarmaşıkların her tarafı sardığını görürüz yada sokakları tatsız /tuzsuz ruha bürünmüş görürüz ne yazıkki hayatımızda çok değer verdiğimiz kişiler çocukluğumuzun geçtiği sokak ve bahçeye dönmüşler ! tatsız /tuzsuz ruhlar sarmaşık gibi tüm zihinlerini sarmışlar..niye ki?
Aç Bir Kitap
Sıradanlık, karanlık gibi çöktüyse üstüne, Şeker gibi tatsız olduysa yaşamın, Kahve gibi beyaz içecekler içiyorsan, Süt gibi kara insanlar görüp, İçtikçe susuyorsan, Kelimelerin kuruduğu için cümle kuramıyorsan, Gecenin aydınlığına güneş doğsun istiyorsan, Aç bir kitap oku... (ihtiyar - geçici insan masalları)
'ile' ve 've' arasındaki anlam farkını görebiliyor musunuz? Ne kadar basit öylesine kullandığımız bağlaçlar aslında Hristiyanlığın iki büyük mezhebinin(Katoliklik, Ortodoksi) oluşmasına sebep olan etkenlerden. Baba, oğul ve kutsal ruh veya Baba, oğul ile kutsal ruh. 'İle' tözler arasında bağlantı bulunduğunu 've' ise tözlerin birbiriyle bağlantısız olduğu anlamı katar. Fransızca ile 'avec'; ve ise 'et' sözcüğü ile karşılık bulur. İngilizce de Türkçe de kullanıldığı gibi hemen çevrilebilecek bir 'ile' kaşılığı olmamakla beraber 'ile'yi 'with' olarak biraz da olsa karşılayabiliriz. Aşk hikayelerindeki çiftler 'ile' bağlacıyla anılırlar: Leyla ile Mecnun, Kerem ile Aslı, Hüsnü Aşk (Güzellik ile Aşk, Şey Galip'in enfes kitabı). Aralara 've' koysak biraz tatsız olacak değil mi? Umarım ilişkileriniz bol bol 'ile'li olur.
Veee Denizli yolculuğu başlar. İyisiyle, kötüsüyle, tatlısıyla, tuzluyla, olumlusuyla, olumsuzyla, alkollüsüyle, alkolsüzüyle (Alkol almak artık yarı ortamıyla da olsa keyif vermiyor. Bir tek balığı kıyıda imansız götürmemek düzeyi ile tatsız olaylarda kafa ağrısını götürme içine indi bende. :D) Ankara seyehati sona erdi. :) Eğlenceli vakit geçirdiğim arkadaşlara selam eder ve talihsizlikten dolayı buluşamadığım ufak kardeşim ile dar vakitte geniş cevreye ulaşma amacıyla vakit konusunda denk gelmeyen arkadaşlara nisan'da uğrama olasılığı ile haziranın sonunda veya temmuzun başında staj ba§vurusu için gelme sözüyle(Akademik takvim beni yalancı çıkarmadığı sürece çünkü kendisi ile pek barışık bir ilişkimiz yok. :D) kısa bir zaman görüşme ve büyük olasılıkla ağustosta stajda daha rahat görüşme sözüyle noktayı koymayı koyar. Yarın sabahtan hocaların ipi uzun tutan öğrenci özlemini giderdikten sonra ve denizlideki arkadaşları çatarak hasret giderdikten sonra bomba gibi geleceğimi haber ederim. :D
Reklam
Ucuz bira nasıl tatsız geldiyse, bu insanların arkadaşlıkları da yavan geliyordu ona. Onların çok ötesindeydi. Aralarında bilmem kaç bin tane kitap açılmış duruyordu. Jack London - Martin Eden
Aforizmalarım vardı bana ait, kimsenin bilmediği. Dimağıma sıkışmış, aşk üzerine kalbimi kuşatmış, meşk olacak sözcükler içeren hislerim, hissettirmediğim duygularım, geceleri ve gündoğumu kitaplarımın içine akıttığım serüvenlerim de vardı. Yarına umutla bakacağım anlarım da olmadı değil. Ya şimdi! Bir türlü doğmayan güneş, kararmayan hava, pişmeyen kahve, yanmayan sigara, içilmeyen su, koklanmayan gül... Ve tatsız, tuzsuz kocaman bir ben… (ihtiyar)
insan bir yığın ruhtan, pek çok ben'den oluşur. sözde bütünlüğünü dağıtıp parçalayarak kişiliği pek çok ben'e ayırmak delilik sayılır, bilim şizofreni diye niteler bunu. Belli bir çokluğun belli bir düzen ve gruplandırma olmaksızın denetim altında tutulamayacağı düşünülürse, bilim bu tutumunda haklıdır. Ancak, pek çok ben'in bir kezliğine, bağlayıcı, yaşam boyu varlığını koruyabileceği bir düzene sokulabileceği inancında da haksızdır; bilimin sözkonusu yanılgısı da bazı tatsız sonuçlara yol açıyor; taşıdığı değer, olsa olsa devletçe işe alınan öğretmen ve eğiticilerin çalışmalarını basite indirgeyerek düşünme ve denemelerden kendilerini uzak tutmalarına olanak vermesidir. Söz konusu yanılgı dolayısıyla aslında şifa bulmaz derecede aklından zoru olan pek çok insana 'normal' hatta sosyal açıdan üstün kişiler gözüyle bakılması, beri yandan aslında dahi olan pek çok insanın kaçık sayılmasıdır. hermann hesse
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.