Hattâ İmam-ı Rabbanî (Radıyallahu Anhü) demiş ki: "Letaif-i Cennet, cilve-i esmanın temessülâtıdır." (Teemmel!..)
"Letaif-i Cennet, cilve-i esmanın temessülâtıdır." (Teemmel!..)
Reklam
YEDİNCİ İŞARET:
Güzel şeylere ve bahara meşru muhabbetin, yani "Ne kadar güzel yapılmış." nazarıyla, o âsârın arkasındaki ef'âlin güzelliğini ve intizam-ı ef'âl arkasındaki güzel esmânın cilvelerini ve o güzel esmânın arkasında sıfâtın tecelliyatını ve hâkeza, sevmekliğin, neticesi ise: Dâr-ı belada o güzel gördüğü masnûâttan bin defa daha güzel bir tarzda, esmâ içindeki cemâl ve sıfâtını, Cennet'te görmektir.Hatta İmâm -ı Rabbânî (Radiyallahü anh) demiş ki:" Letaif-i Cennet, Cilve-i esmânın temessülâtıdır." Teemmel!..
Teemmel!
Hem iman yalnız ilim ile değil, imanda çok letaifin hisseleri var. Nasılki bir yemek mideye girse, o yemek muhtelif a'saba, muhtelif bir surette inkısam edip tevzi olunuyor. İlim ile gelen mesail-i imaniye dahi, akıl midesine girdikten sonra, derecata göre ruh, kalb, sırr, nefis ve hâkeza letaif kendine göre birer hisse alır, masseder. Eğer onların hissesi olmazsa, noksandır.
İmam-ı Rabbanî (Radıyallahü Anhü) demiş ki: "Letaif-i Cennet, cilve-i esmanın temessülâtıdır." (Teemmel!..) Sözler
Güzel şeylere ve bahara meşru muhabbetin, yani "ne kadar güzel yapılmış" nazarıyla, o âsârın arkasındaki ef'alin güzelliğini ve intizamını ve intizam-ı ef'al arkasındaki güzel esmanın cilvelerini ve o güzel esmanın arkasında sıfâtın tecelliyatını ve hâkeza sevmekliğin neticesi ise: Dâr-ı bekada o güzel gördüğü masnuattan bin defa daha güzel bir tarzda esmanın cilvesini ve esma içindeki cemal ve sıfâtını, Cennet'te görmektir. Hattâ İmam-ı Rabbanî (Radıyallahü Anhü) demiş ki: "Letaif-i Cennet, cilve-i esmanın temessülâtıdır. Teemmel!.
Sayfa 649 - Envar NeşriyatKitabı okudu
Reklam
21 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.