teferrut

teferrut
@teferrut
İstanbul
5 okur puanı
Haziran 2015 tarihinde katıldı
132 syf.
8/10 puan verdi
Yaşlı Adam ve Deniz
Yaşlı Adam ve DenizErnest Hemingway
7.8/10 · 31,8bin okunma
Reklam
"İyi misin?" Cevabı hüzünlü. Çok dürüst. "Seni seviyorum."

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Nefes alış hızını taklit edip, onunla uyumlu olarak havayı soluyacak kadar ona yakındım. Onunlayken nefes almak, komadan uyanmaya benziyordu. Siz uyurken, hayat sizin için durmuş diğeri için devam ediyordu. Nefes almadığım o kısa süre içinde zaman duruyordu ve ben ona bakıyordum. Öyle güzeldi ki… Sonra nefes alıyorduk ve veriyorduk. Bu döngü ve bipoları tüm yol boyunca zihnimi kurcaladı.
Sayfa 278
“Saçların öyle güzel ki…” Parmakları tutamlarla dans ederken bir noktada takıldı. Canım yanmıştı ama gülüyordum. “Karmaşanın güzel olduğu tek yer.”
Sayfa 253
Reklam
Sonra milletin beni bir mezara tıktıklarını filan düşündüm, mezar taşında adım filan yazılıydı. Çepeçevre ölmüş heriflerle sarılmış durumda. Vay canına, öldüğünüzde işinizi gerçekten bitik yani! Ah nerede o günler, gerçekten öldüğüm zaman, şöyle aklı başında biri çıkıp beni denize filan atıverse, ne iyi olurdu. Ne yaparlarsa yapsınlar da, beni lanet bir mezara tıkmasınlar. Pazar günleri millet gelip karnınızın üstüne bir sürü çiçek koyacak, daha bir sürü zırvalık. Öldükten sonra çiçeği kim ne yapsın? Yani...
Her yerde olup da hiçliğin ortasında kaybolan ruhlar gibiyim. Arkadaşlarıma karşı farklı, kendime karşı bambaşkayım. Neden beni bilmelerinden böylesine korkuyorum ki? Onları kaybetmek umurumda olmamalı, kaybettim de. Sadece kendime soruyorum. Benim gibi bir arkadaşım olsa ne yapardım diye. Ondan uzaklaşırdım.
Yalnız'ın adı okunduğunda Okulda ya da yaşamda.. Kimse ''Burada'' deyemez.. Ama Yok da..
''Hayır teşekkürler'' dedi Digory, ''tanıdığım herkesin ölümünden sonra sonsuza kadar yaşamaktan hoşlanıp hoşlanmayacağımı pek bilmiyorum. Sıradan biri gibi yaşayıp, ölüp, cennete girmeyi tercih ederim.''
Sayfa 180Kitabı okudu
Eğer bu gerçekten son mektubum olacaksa, lütfen benimle ilgili işlerin iyiye gideceğine inan ve iyi değillerse bile, yakında olacaklarına. Ben de senin için aynısına inanacağım. Daima sevgiler, Charlie
Sayfa 284Kitabı okudu
Reklam
Bir arkadaşının bu kadar acı çekmesini izlemek çok zor. Özellikle ''orada olmak''tan başka hiçbir şey yapamıyorsan. Canının yanmasını engellemek istiyorum, ama yapamıyorum. Bana kendi dünyasını nerede göstermek isterse, onu orada takip ediyorum.
Sayfa 218Kitabı okudu
''Bazı kızlar erkekleri gerçekten değiştirebileceklerini düşünürler. Komik olan şu ki eğer onları gerçek anlamıyla değiştirebilirlerse sıkılırlar. Çünkü uğruna mücadele edecekleri hiçbir şey kalmamıştır. Kızlara sadece bunu yapmanın yeni bir yolu olduğunu düşünmeleri için zaman vermelisin, hepsi bu. Bazıları bunu hemen anlar. Bazılarıysa daha sonra. Bazıları asla. Ben bu konuda çok fazla endişelenmezdim.''
Zooey sus pus oturup, anaforlanan kar taneciklerini seyretti. ''Büyük bir rahatlıkla yatıp ölebilirim bazen,'' dedi.
Sayfa 110Kitabı okudu
Bir amaca bağlanmayan ruh yolunu kaybeder; çünkü her yerde olmak hiçbir yerde olmamaktır. 'Her yerde olan hiçbir yerde değildir.'
Tek bildiğim şu, aklımı kaçırıyorum," dedi Franny. "Ego ego ego. Bıktım usandım. Kendiminkinden de, başkalarınınkinden de. Bir yere varmak, farklı ve ayrıcalıklı bir şeyler yapmak, ilginç biri olmak isteyen herkesten bıktım usandım. İğrenç bir şey bu - iğrenç iğrenç. Kimin ne dediği umurumda bile değil.
Bu, ölmeyi ilk deneyişim değildi. Sonuncu da olmayacaktı. Yaşam ve ölüm. Zıt görünümlü iki dosttu onlar. Birbirlerini kolluyorlardı. Öyle ki, ölüm olmasa nefes almanın hiçbir numarası kalmazdı geriye. Yaşamak... Ölmeye dair en sevdiğim şeylerden birisiydi. Ölmek üzereyken bile hissedilen acıyı yaşayabilmek. Uçsuz sessizliğe son kala hissedeceğiniz en tatsız şey bu olacaktı. Ölebilmek için yaşamaya ihtiyaç duymak. Ne ironik, değil mi? Belki de bunu güzel yapan buydu. Bir adım sonrasında geriye yaşanacak bir şey kalmayacaktı fakat yaşamaya devam ettikçe, sizi daha büyük acıların beklediğini görecektiniz. Bunlardan kaçacaktınız, onlar sizi kovalayacaktı. Kimse kazanmayacaktı belki, ancak bu sefer kazanmak üzereydim. Bu, nefes almaya ilk çalışışım değildi. Sonuncu olmasını isterdim. Bu an da onlardan birisiydi. Rasgele elime geçen bıçağın ucuna yavaşça süzülen bir damla kırmızılık, kesme tahtasına hassas bir iniş yaptı. Her şey çabucak olmuştu. Duvarda gezinen gölgeler bunun iyi olacağını tekrarlayıp duruyordu. Az önce kestiğim elmadan bir dilimi çiğnemeye başladım. Bileğim yanma hissiyle kavruluyordu. Birkaç saniye sonra son bulacaktı, çünkü artık yaşamayacaktım. Dedim ya, acıyı ancak nefes aldığınız sürece hissedebilirdiniz. Bunlar bittiğinde, siz bittiğinizde, büyük anlamsızlıklarla karşılaşacaktınız. Hayatınız boyunca uğrunda çabaladığınız tüm hayaller sönecekti. Geride hiçbir şey kalmayacaktı. Bedeniniz hafifleyecekti, ruhunuz günahınızla ağırlaşacaktı.
Sayfa 9
Reklam