Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Teknopoli
"Eğer uzak mesafeleri fethetmek için demiryolları olmasaydı çocuğum hiçbir zaman doğduğu kasabayı terk etmeyecek ve çocuğumun sesini duymak için telefona ihtiyaç duymayacaktım. Eğer ok­yanuslar gemiyle aşılıyor olmasaydı arkadaşım bu yolculuğa çıkmayacak ve ben endişemi gidermek için telgrafa ihtiyaç duymayacaktım. Bebek ölümlerinin azaltılması bizlere doğum kontrolünü empoze etti. Hijyen dönemi öncesine göre daha fazla çocuk yetiştiriyor değiliz ve aynı zamanda cinsel hayatımız daha güç şartlar altında gerçekleşiyor... Son olarak, zor ve sıkıcı bir hayatın uzatılmasının bize faydası ne? Ve eğer hayat acıyla doluysa ölümü memnuniyetle karşılamaktan başka ne yapabiliriz?"
Sigmund Freud
Sigmund Freud
Uygarlığa Dair Hoşnutsuzluğumuz
Uygarlığa Dair Hoşnutsuzluğumuz
Neil Postman
Neil Postman
Teknopoli
Teknopoli
İnsanüstü Türk okuma listesi
1- Mesaj, yazar: Carl Sagan 2- Türklerin Tarihi Pasifikten Akdeniz'e 2000 Yıl, Yazar: Jean-Paul Roux 3-Gen Bencildir, Yazar: Richard Dawkins 4-Kimsenin Bilmeyeceği Şeyler, Yazar: Sinan Canan 5-Değişen Beynim, Yazar: Sinan Canan 6-Çocukluğun Sonu, Yazar: ARthur C. Clarke 7-Schrödinger'in Kedisi Neden Şizofren Oldu?, Yazar: Doç. Dr. Sultan
Reklam
Duanın alternatifi penisilin; aile köklerinin alternatifi yer değiştirme; okumanın alternatifi televizyon; sınırlamanın alternatifi hemen elde edilen haz; günahın alternatifi psikoterapi; politik ideolojinin alternatifi bilimsel seçim vasıtasıyla tesis edilen şöhrettir. Teknopoli Yeni Dünya Düzeni kitabindan
Hiç kimse kendinden emin bir şekilde, bu teknolojik değişim sayesinde kazanç sağlayacağım diyemez. Mesela, mekanik saatin icadının kimin çıkarlarına ve dünya görüşüne fayda sağlayacağını kim bilebilirdi? Saatin kökeni 12. ve 13. yüzyıl Benedictine manastırlarına dayanır. Saatin icadına yol açan saik, manastırın alışılagelmiş işlerine (örneğin bir günde yedi vakit ibadet edilirdi) az çok dakik düzenlemeler getirmek isteğiydi. Manastırın çanları ibadet zamanlarını haber vermek için çalardı. Mekanik saat dini ritüelleri tam zamanında yerine getirmeyi sağlayacaktı. Doğrusu bunu başardı da. Fakat keşişler, saatin sadece zamanı belirlemeye yarayan bir araç değil de, aynı zamanda insanların eylemlerini eş zamanlı hale getiren ve kontrol eden bir alet olacağını öngöremediler. Bu yüzden 14. yüzyılın ortalarında saat, manastırın duvarlarını aştı ve işçilerin ve tüccarların hayatına dakik düzenlemeler getirdi. Lewis Mumford'un da dediği gibi: "Mekanik saat, düzenli üretim, düzenli çalışma saatleri ve standart ürün fikirlerini mümkün kıldı." Kısaca, saat olmasaydı kapitalizm mümkün olmayacaktı. Paradoksal ve hayret verici olan ise, kendilerini çok katı bir şekilde Tanrıya adamak isteyen insanlar tarafından icat edilen saatin en çok, kendilerini para kazanmaya adayan insanlara yaramış olması. Uhrevilik ve dünyevilik arasındaki kadim mücadelede saat ikincisinin tarafını tutmuştu. Neil Postman Teknopoli, Neil Postman
Tarih, "yüksek düzeyde bilinçlilik" elde etmede en etkin entellektüel araçtır. Fakat tarihle ve tarih öğretimi ile ilgili olarak vurgulanması gereken birkaç nokta mevcuttur zira bu noktalar çoğu zaman okullarda ihmal edilmektedir. Öncelikle tarih sadece okuldaki derslerden biri değildir; biyoloji, fizik, matematik, edebiyat, müzik ve sanat dahil her dersin bir tarihi vardır. Bu noktada her öğretmenin bir tarih öğretmeni olması gerektiğini söylüyorum. Örneğin biyoloji hakkındaki mevcut bilgilerimizi, biyoloji hakkında bir zamanlar bildiğimiz veya bildiğimizi düşündüğümüz şeyleri anlatmadan öğretmek, bilgiyi yalnızca bir tüketim ürünü haline getirmektir. Demokritos'u öğretmeden atomu öğretmek, Faraday'ı öğretmeden elektriği öğretmek, Aristo'yu veya Machiavelli'yi öğretmeden siyaset bilimini öğretmek, Hayd'ı öğretmeden müzik öğretmek öğrencilerin Büyük Sohbete katılmalarına engel olmaktadır. Bu öğrencileri bilginin köklerinden yoksun bırakmaktır ki şimdilerde başka hiçbir sosyal kurum bu konuda endişe duymamaktadır. Zira kendi kökenlerinizi bilmek sadece dedenizin nereden geldiğini ve başından neler geçtiğini bilmek değildir. Ayrıca düşüncelerinizin nereden geldiğini ve neden bu düşüncelere inandığınızı bilmektir; ahlaki ve estetik duyarlılıklarınızın nereden geldiğini bilmektir. Yalnızca ailenizin değil aynı zamanda sizin dünyanızın nereden geldiğini bilmektir... Neil Postman Teknopoli, Neil Postman
Cervantes, örneğin, bize onulmaz hayalci ve idaresi prototipi olan Don Kişot'u sunmaktadır. sosyal tarihçi Marx ise acımasız ve komplocu prototipi olarak ( isimden yoksun) kapitalisti sunmaktadır. Flaubert, emma Bovary'de bastırılmış burjuva aşığı sunmaktadır. ve Margaret mead bize kaygısız suçsuz genç somoan'u sunmaktadır. Kafka bize kendilerinden nefret etme eğiliminde yabancılaşmış kentlileri sunmaktadır. ve Marx Weber bize kendisinin Protestan ahlakı olarak adlandırdığı bir mitolojinin güdülediği Çalışkan insanları sunmaktadır. dostoyevski aşk ve dini Coşku sayesinde kurtulmuş bir egomanyağı bize sunmaktadır. ve B.F.Skinner iyi huylu teknoloji tarafından kurtarılmış robot insanı sunmaktadır. Teknopoli kitabının sonlarına doğru gelirken..
Reklam
Resim, yazidan üç kat daha yaşlıdır ve değişken stil ve temalariyla beraber beşeri ilerlemenin on beş binlik tarihini içermektedir. Teknopoli kitabının sonlarına doğru gelirken..
Bir resmin bin kelimeye değer olduğu söylenmektedir. Fakat bin resmini özellikle aynı şeye ait bin resmin, hiçbir değeri yoktur. Teknopoli kitabının sonlarına gelirken..
teknopoli de insanların evsiz kalmalarına göz yumulmasının ahlaki olmadığının ve Onur kırıcı olduğunun dile getirilmesi yeterli değildir. bir yargıçtan politikacıdan veya bürokrattan sefiller'i veya nana'yı hatta İncili okumasını isteyerek bir yere varamazsınız. evsiz insanların mutsuz olduğunu ve evsizlerin ekonomi için bir yük olduğunu açığa çıkaran veriler ortaya koyan istatistikler göstermelisiniz. ne dostoyevski ne Freud, ne Dickens, ne Weber, ne Twain, ne de Marx artık birer meşru bilgi kaynağıdır . ilginçtirler; okumaya 'değerdirler'; geçmişimizin birer ürünüdürler. fakat 'hakikat' için 'bilime' bakmalısınız. nedir bizi Bilimizm olarak adlandırdığım şeyin dönüm noktasına getiren ve neden bilimizm teknopoli de doğmuştur? Teknopoli kitabının sonlarına gelirken..
Cervantes, örneğin, bize onulmaz hayalci ve idaresi prototipi olan Don Kişot'u sunmaktadır. sosyal tarihçi Marx ise acımasız ve komplocu prototipi olarak ( isimden yoksun) kapitalisti sunmaktadır. Flaubert, emma Bovary'de bastırılmış burjuva aşığı sunmaktadır. ve Margaret mead bize kaygısız suçsuz genç somoan'u sunmaktadır. Kafka bize kendilerinden nefret etme eğiliminde yabancılaşmış kentlileri sunmaktadır. ve Marx Weber bize kendisinin Protestan ahlakı olarak adlandırdığı bir mitolojinin güdülediği Çalışkan insanları sunmaktadır. dostoyevski aşk ve dini Coşku sayesinde kurtulmuş bir egomanyağı bize sunmaktadır. ve B.F.Skinner iyi huylu teknoloji tarafından kurtarılmış robot insanı sunmaktadır. Teknopoli kitabının sonlarına gelirken...
Reklam
Ticari girişim değerli mallar üretmekten vazgeçip tüketicileri değerli hissettirmeye yöneliktir. Ticaret işi sahte-terapi halini alır; tüketici psiko-drama sayesinde endişeleri giderilen bir hastadır. Teknopoli, Neil Postman
Ok ve yayın tüfekle yer değiştirmesi hikayesi, teknolojinin alet-kullanan bir kültüre saldırısının en tüyler ürpertici hikayesidir. Bu olay sonucunda kültür değişikliğe uğramamış, tamamen yok olmuştur. Teknopoli, Neil Postman
Anket yöntemi, toplumun estetik zevklerine sürekli riayet etmek suretiyle yazarların güdülerini değişikliğe uğratmaktadır; anketlerin bütün uğraşı “sayı”yı arttırmaktır. Artık popüler edebiyat, yazarın yaratıcılığından ziyade okuyucuların isteklerine bağlıdır.  Teknopoli, Neil Postman
Teknoloji güvenilmek ve itaat edilmek isteyen bir dosttur ki birçok insan teknolojiye güvenmektedir ve boyun eğmektedir zira teknoloji gerçekten çok cömerttir. Fakat elbette bu dostluğun karanlık bir yanı vardır. Teknolojinin hediyeleri yüksek maliyetten masun değildir. En dramatik haliyle ifade edecek olursak, teknolojinin kontrol dışı büyümesi insanlığın hayati kaynaklarını yok etmektedir suçlamasında bulunabiliriz. Teknoloji, ahlaki temelden yoksun bir kültür meydana getirmektedir. İnsan hayatını yaşamaya değer kılan zihin yöntemlerine ve sosyal ilişkilere zarar vermektedir. Kısaca teknoloji, hem dost hem de düşmandır. Teknopoli, Neil Postman
23 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.