Çok uzun tutsada betimlemelerini, edebiyatını, hikayelerini beğendim. İnsan yüzlerini, insan hallerini çok güzel bir anlatımla anlatmış, kişiler karşımda gibiydi adeta :) Betimlemelerin çok uzun olması sebebiyle "neyi anlatıyordu" sorusunu sorarken buldum kendimi çoğu zaman. İçerisindeki "Balıkçısını Bulan Olta" başlıklı hikaye özellikle beni çok etkiledi, "hadi beh!" tepkisiyle okudum :)
Ayrıca söylemeden geçemeyeceğim "Çocuktum, yirmi yaşıma rağmen" cümlesiyle Sait Faik aslında hâlâ içimdeki varlığını sürdüren çocuğu, çocukluğumu, masumluğumu hatırlattı bana, mutlu oldum birden, okurken gülümseme oluştu yüzümde