Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bir zamanlar Gırnata, geceleri zeytinyağı kandilleri ile aydınlatılırdı. Şehrin, tepelerden aşağılara doğru uzanan daracık sokakları vardı. Eğer yaratılmasaydı hiçbirimizin; "Orada serin şavkı ile parıldayıp duran semavî bir cisim olsaydı da uyuyanların uykularını bölmeden usul usul ağaçların, uzak tepelerin, evlerin, el-Hamra'nın arkasından yükselip karanlığı aydınlatsaydı ne güzel olurdu!" diyemeyeceği, hatta bunu hayaline bile getiremeyeceği Ay'ın ışığı altında, erimiş gümüş ırmaklar gibi parıldayan sokaklar çoğu zaman portakal çiçeği kokardı.
Dışarıdan yaprakların arasında cıvıldaşan kuşların, işlerine gidenlerin sesleri ya da tepelerden aşağılara doğru esen ve uykuda olanları uyandırmaktan çekinmekle birlikte, uykuyu mor kuytulu mağarasından çıkarmanın görevi olduğunu bildiği için sessiz evlerin etrafında dolanan rüzgarın iç çekişleri ve hıçkırıkları duyulur.
Sayfa 200 - KoridorKitabı okudu
Reklam
Tepelerden Aşağılara
Sen hangi hikayeye karıştığını nereden bileceksin. Bilemezsin. Kimse bilemez.
Sayfa 113 - Hafsa EsenKitabı okudu
Tepelerden Aşağılara
"Düşünsenize!" dedim. "Bizi uzaktan biri görse sisten kaçtığımızı ne bilecek. Hikayesini gördüğü gibi değil, sandığı gibi kuracak. Sonra anlatacak eşine dostuna. Onlar da başkalarına derken, bir de bakmışsın biz ejderhaya dönüşmüşüz.
Sayfa 113 - Hafsa EsenKitabı okudu
Tepelerden Aşağılara
Her şeyin normal olduğundan emin olmak için insanlar önce birbirlerine bakarlar.
Sayfa 111 - Hafsa EsenKitabı okudu