"Kendinizi yenik olarak sunarsanız, insanlar size kaybeden biri gibi tepki gösterir. Sırtınızı dikleştirmeye başlarsanız insanlar size farklı gözle bakmaya ve farklı davranmaya başlayacaktır."
Travmalarıyla yaşayan, dolaşan insanların olduğu bir ülke düşünün, sözümona o ülkenin asli unsurları bu insanlar; bir de bu ülkeye başka ülkelerden travma üstüne travma yaşayarak gelmek durumunda kalan öteki insanları düşünün, ortaya çıksa - çıksa dar bir kapta mix edilmiş absürd bir karışım çıkar. Irkçılığa mı tepki vermeli yoksa bahsolunan konunun yaşam hakkı bir hiç uğruna elinden alınmış öğretmenine mi? Neresinden tutsanız elinizde kalır. Tam bir dramlar bileşkesi. Sağlıklı düşünebilmek pek mümkün görünmüyor hala.
Sevgili 
1000Kitap yetkilileri; ❗
Eğitimle, okumayla, kişisel gelişimle ilgili bir platform olmanıza ve azımsanamayacak kadar "ÖĞRETMEN" üyeniz olmasına rağmen İstanbul'da öğrencisi tarafından kafasına sıkılan 5 kurşunla katledilen öğretmenimizle alakalı bir tepki gönderisi paylaşmamanız çok üzücü! 2018'den bu yana platformdayım. Bu DUYARSIZLIĞINIZI KABUL ETMİYORUM! YANIMIZDA OLMANIZI BEKLERDİM!
Bir olaya da "amma,ama,fakat,lakin" demeyin yahu!
Bu ülkede öğretmen, doktor, kadın, çocuk ve daha birçok kişi, meslek grubu şiddete uğruyor ve insanlar ülkesine, ırkına bakmadan şiddet gösterene tepki veriyor. Ayrıştıran sizsiniz şu an. Olayı farklı yöne çekip verilen tepkileri yanlış anlıyor ve yanlış gösteriyorsunuz. Katilin bir mülteci olması durumun vehametini katlıyor zaten. Gereksiz ve gösterişli vicdan yapmıyoruz, siz gereksiz ve gösterişli duyar kasıyorsunuz.
Mesafe, saygısızlığa verilebilecek tek cevaptır. Tepki verme. Tartışmaya girme. Sadece varlığını oradan uzaklaştır.
SÖZ BİRSE SÖYLEMEK DE BİR OLMALI
Herkes aynı şeye tepki gösteriyor.
Herkes bir şey söylüyor.
Bir gürültü kopuyor.
İnsanlar sağır değil
Kabahat kulaklarda hiç değil.
Aynı anda aynı şeyi söylemiyordu diller.
Gürültüde kimse kimseyi duymuyor.
Aynı şey
aynı anda
aynı tınıyla
söylenmezse eğer
ne şimdi ne sonra
kimse kimseyi duymayacak,
kendi dediğini de...
Selma Dolgun
Bana bir çocukluk, anneme bir hayat borçlusun...
Nasıl olsa bunları asla telafi etmeyeceksin!(edemeyeceksin.)
Bu zamana kadar hep içime attım söylemek istediklerimi, kırgınlıklarımı.. Tavır aldım, söylendim, ağladım, bağırdım ama anlamadın hiçbirinde.. Susmayı öğrettin bana bu yüzden kimseye tepki veremedim. Ama artık kabul ediyorum sen böyle bir adamsın. Kendinle kavgan asla bitmeyecek. O yüzden ben artık seni kendi içimde uğurluyorum. Affetmek için biraz zamana ihtiyacım var ama onu da başaracağım. Bir yük olarak taşımak istemiyorum seni artık.. Sana kendi mutsuzluğunla başarılar diliyorum. Artık tüüüm duvarlarımı ördüm sana karşı ulaşamayacaksın. Artık kabul ediyorum senin güvenli duyguna ihtiyacım yok. Senin desteğin olmadan da her zaman ayaklarımın üzerinde durabiliyorum. Ben sen görmesen de, istemesen de başarılı bir kadınım. Artık seninle olan kavgamı bitiyorum BABA.. Benim senden hariç tüm ilişkilerimi, hayatımı etkilemesine izin vermiyorum. Sen böylesin ve beni etkilemene izin vermiyorum. Mutsuz ve kaosla yaşamımı sürdürmeyeceğim. Ben hayallerini gerçekleştirmiş, mükemmel bir ebeveyn, başarılı ve mutlu olarak gideceğim bu dünyadan..
Bir Kibrit Ateşi Alıntıları
Babası yaklaştı Asel'e,Asel kıpırdamadı. Sonra tuttu kolundan ve aşağıya indirdi sözde kızını.
Asel tepki bile vermiyordu,ona bile hali yoktu. Onun tek istediği sevilmekti.
Ama unuttuğu bir şey vardı.
"Bir şeyi ne kadar çok isterseniz sizden o kadar uzaklaşır..."
Yahudi bir adam Pitzer College'da düzenlenen bir konferansta İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarına tepki gösterdi:
▪️"Filistin halkına' yönelik soykırım ve zulümdeki suç ortaklığına son verene kadar Pitzer'e bağış yapmayacağıma söz veriyorum."
"Kendinizi yenik olarak sunarsanız, insanlar size kaybeden biri gibi tepki gösterir. Sırtınızı dikleştirmeye başlarsanız insanlar size farklı gözle bakmaya ve farklı davranmaya başlayacaktır."
Nasıl davrandıkları için özür dilemek yerine, nasıl tepki gösterdiğin için özür dilemeni bekleyen insanlar tanıyacaksın.
Bu insanlardan uzaklaş.
R.S.
Ülkeye 10 milyon mülteci sokulurken bir seçmen olarak tepki verme; bir kaç bin dolara ülkenin vatandaşlığı satılırken tepki verme; suç örgütlerinin çok kolay yapılanmasına izin verilmesine tepki verme; 17 yaşındaki göçmen bir çocuğun 5 milyara bir silah nasıl bulabildiğini sorgulama ;uyuşturucunun okullara kadar sokulmasına ses çıkarma sırf millet vekili olmaktan başka bir gayesi olmayan bir sendika başkanı istedi diye iş bırak...
Bu bana dokunmayan yılan bin yaşasın mantığından ötesi değildir
''Sizi sokan yılandan bana dokunmadıkça bana ne...' ise bu toplumsal egoizmin en üst noktasıdır ve ben bir öğretmen olarak o noktadayım
artık...