Kadınlar çiçektir derler ya... Günümüz kadını çiçek açmıyor artık. Yüklendiği bu kadar sorumluluk, üzerinde bunca baskıyla çiçek açmak ne mümkün zaten?
Dertli insana rehberlik etmek, lafı ağzına tıkayıp "ben senin bu sorunundan nasıl kurtulacağını biliyorum, hataların bunlar, çıkış yolun burası" diye nutuk atıp, eline reçete tutuşturmak değildir.
Hayat insana her zaman şans verir. Çoğu zaman ikinci şansı da verir, bazen üçüncü şansı da. Her yaptığınız hatadan sonra yeniden başlamanız için temiz bir sayfa açılır önünüze.
Hak ettiğiniz yerde değilseniz bile bulunduğunuz yerin hakkını verin. Hayat bir merdiven gibidir. Bulunduğunuz basamakta dengenizi sağlayamıyorsanız bir üst basamağa çıkmanıza izin yoktur.
İnsanın birincil doğası çevresindeki insanlardır. En sevdiklerinize sarılıp onlarla aranızı düzeltmeden ağaçlara sarılıp çakıltaşı toplayarak, çiçek dikip ormanda koşturarak doğaya dönmüş olmazsınız. Doğa güzeldir, sizi besler. Toprağa, ağaçlara, çiçeklere... Hepsine ihtiyacımız var. Fakat ne doğa ne de hayvanlar, yakın insani ilişkilerin yerini tutabilir. Doğa ve hayvan sevgisi insan ilişkilerinin alternatifi değil, sadece daha sağlıklı ilişkiler kurmak, şarj olmak, evrendeki birliği hatırlamak için araçtır. Mutlu olmak için doğadan ve hayvanlardan medet ummak pek de sağlıklı bir düşünce yapısı değildir.