Esselamu aleyküm çok güzel bir kitabın incelemesini yapacağım size.
Kitap o kadar güzeldi ki 2 günde hiç sıkılmadan okudum.
İçinde başlığından da anlaşılacağı üzere 4 hikayecik bulunuyordu, hikayeler dini meselerden ve hayatın içinden çok güzel ders vericiydi. Kitabın içeriği hikaye tarzında ve üslubu yumuşaktı herkese iyi okumalar dilerim.
Zengin değilim ancak fakir hiç değilim. Ben aslında varlıklı olamama halimi seviyorum. Zenginlere imrenmeyen fakirliğimi de... Ben varda yok olmak istemiyorum!
İhtiyaçlarımdan kurtulmanın en kestirme yolunu da buldum. "Bu benim ihtiyacım olamaz." diyor ve onu ihtiyaç listemden çıkarıyorum. Bu şekilde ihtiyaçlarımın sonunu göremezsem de listenin sonunu görebiliyorum. Nefsin hapsine de girmemiş oluyorum.
"Ailenin temel taşlarından olan kadının hakları, bunun yanında da sorumlulukları bulunmaktadır.
Cahiliye Arap döneminde kadınlar ailede kocasının kölesi mesabesindeyken, İslâm onlara ailenen kuruluşundan,
sonlandırılmasına kadar aile yaşamının her evresinde ve sosyal hayatın her kadamesinde haklar vermiştir. Bununla beraber kadınların aile içinde hakları sınırsız olmayıp kendilerine verilen hakların yanında sorumlulukları
bulunmaktadır."
Günah yükünün altında ezilen kişi, bundan bir an önce kurtulmak ister. O sırada kalbinin derinliklerinde iki ses yankılanır. Rahmeti Rahmân'dan gelen ses: "Tevbe ederek günahlarından arın, dünya ahiret saadetine eriş!" diye çağrıda bulunur. Bu çağrı, insanoğlu yaratıldığı günden beri ona yapılan bir çağrıdır. İnen vakitler, gönderilen peygamberler hep bu çağrıyı yenilemek içindir. İkinci ses: "Boş ver, hiçbir şey için üzülmeye değmez. Dünyaya bir daha mı geleceksin!? Yaptıklarını unut keyfine bak!" çağrısıdır. Bu şeytanın ve onun etkisi altına girmiş olan insanların sesidir.
"Lâ ilâhe illa ente sübhaneke, innî küntü minezzalimîn: Senden başka ilah yoktur, Seni bütün eksikliklerden tenzih ederim. Şüphesiz ki ben zalimlerden oldum."