Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
terkedilmek, yasadışı bir orgazm sağlar. gövdem yok. çünkü terkedildim.
Dikkatli bakınca onda çekici bulduğum şeyin aynı zamanda güzelliğini gölgeleyen şey -terkedilmek- olduğunu düşünmem ne garip.
Reklam
Korkmak sevilmemekten korkmaktır. Terkedilmek. Kaybetmekten. O'suz kalmaktan.
Sayfa 73
terkedilmek
Sevdiğim birinin beni terk etmesinin an meselesi olduğunu düşünüyorum.
Rasulullah(s.a) Rey ve İçtihadla da Amel Etmiştir
Bu hadisler de Rasûlullah'ın (s.a) rey ve ictihadla amel ettiğini göstermektedir. Netice: Rasûlullah (s.a) yirmi üç yıllık peygamberlik hayatında sadece alıcı-verici bir cihaz gibi kalmamış, Kur'ân-ı Kerîm'i tefsir, tatbik, temas etmediği meselelerin hükümlerini teşri, anlaşmazlık sonucu hükmüne müracaat edenler arasında hüküm, İslâm devletini tesis ve idare... gibi bir kısmı ictihada dayalı tasarruflarda bulunmuştur. Ancak O'nun ictihadının,isabetsiz olduğu takdirde Allah Teâlâ tarafından tashih edilmek gibi bir imtiyazı vardır. Çünkü O, "insanlara iyi örnek olmak", 22 "neyi emretmişse tutulmak ve neyi yasaklamışsa terkedilmek"23 üzere gönderilmiş, ve kendisine itaatin Allah'a itaat olduğu bildirilmiştir. 24
Sayfa 41 - 22-33/21 , 23-59/7 , 24-4/80Kitabı okudu
''Yalnız kalmak, terkedilmek, unutulmak... Bunların hangisinden daha çok korkuyorum? Belki de unutulmak en kötüsü. Yalnız kaldığımda bir yerlerde birinin beni düşündüğünü hayal edebilirim hep. Terk edildiğimde özlendiğimi, o kişinin yaptığından pişman olduğunu hayal edebiliri. Unutulduğumda ise hayal edecek hiçbir şey bulamam. Sanki bu dünyada hiç var olmamışım gibi... En kötüsü de beni unutan kişiye öfkenlenmem söz konusu bile olmaz, çünkü o bunu bilerek yapmamıştır ki.,,
Sayfa 133Kitabı okudu
Reklam
Dikkatli bakınca onda çekici bulduğum şeyin aynı zamanda güzelliğini gölgeleyen şey -terkedilmek- olduğunu düşünmem ne garip.
"Kadınlar yabancılarla görünmek korkusuyla, pencerelerden ve kapılardan uzakta kendilerine ayrılan bölümde tutuluyorlar, konuklar geldiğinde odadan çıkartılıyorlar, kendi evlerinde bile konuşmalara katılmalarına izin verilmiyordu. Kadınların 'çok gerekli olanın dışında soru sormasına, görmesine, duymasına izin verilemezdi.' Yunanlı için kadın, kelimenin tam anlamıyla 'çocuk taşıyıcısı' anlamına geliyordu; devletin tek ilgi odağı genç savaşçılar ve erkek çocuklardı; bu yüzden pek çok kız çocuk hastalıklara, sakat doğanlar da toprak küplerde başkalarının acıma duygularına ya da ölüme terkedilmek üzere Taygetus Dağı eteklerine bırakılıyorlardı. Atinalı bir kıza yalnızca örgü örmek, dikiş dikmek, yemek pişirmek öğretilirdi; bakım giderleri için ayrılan drahomasıyla babasının seçtiği bir adamla evlenir, böylece babadan kocaya geçerdi. Eğer bu kızcağız 'iffetsiz' bulunursa babası ya da erkek kardeşi onu bir geneleve satabilir, eğer kısırsa, kocası onu bir arkadaşına devredebilirdi. Kocası öldüğünde baba evine döner, miras kocasının erkek akrabalarına kalırdı. İşte bu kadın sırasıyla babasının, kocasının ve oğlunun vasiyeti altında yaşamı boyunca hep önemsiz bir nesne olarak kaldı."
"Kendisine benzediğini Bilirdi şair bir çeşmenin Onun doğumunu kutlardı Böylece şiirlerle "Bilirlerdi çeşmelerin de Kendileri gibi Toplumun ortasında Çağıldayıp durduğunu şairler O insanların susuzluğunu giderir Arıtır ellerini ayaklarını Şair de giderir ruh susayışını Yıkar çirkefe batmış insan ruhunu Ama ikisinin de alınyazısı en son Unutulmak terkedilmek Sırrolmak Ait sayılmak eski uygarlıklara"
“Terkedilmek değil, böyle aldatılarak, kandırılarak terkedilmek ağrına gitmişti.”
159 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.