Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Aklını başına toplamaya çalışıyorsun kopmak için aşırılıklardan - olayın sıradanlığı ve sırrın bilinmezliği. Paris'tesin. Meksika'da Descartes'ı tam olarak anlayamadın; kendi kendine yeterli olan aklın, sadece kendisi için düşünen aklın, kötü bir akıl, yetersiz bir akıl olduğunu söylemişti aslında. Ve şimdi Descartes'ı Pascal'le yumuşatıyorsun: İnsanın delirmesi öyle zorunludur ki delirmemek tümden deliliktir; akıl vidasının dönüşü böyle olur. Pascal konusunu düşünürken aklına yaşlı Erasmus ve onun önceki dünyanın ve şimdiki dünyanın farazi mutlaklarını göreli sayan bir deliliği nasıl yücelttiği geliyor: Erasmus Ortaçağ'dan değişmez doğruları ve dayatılmış dogmaların kesinliğini alıp onlara ters manalar verir; moderniteye gelince, aklın mutlaklarını ve ben krallığını ironik boyutlarına kadar indirger. Erasmus'çu delilik insanın insan tarafından, aklın akıl tarafından mat edilmesidir, günah ya da Şeytan tarafından değil. Ama aynı zamanda, kendisi de dahil olmak üzere hiç kimse tarafından kandırılmak istemeyen bir aklın ve bir benliğin eleştirel bilincidir.''
Yaşamı boyunca sessizlik nedir bilmemiş olan insan sessizlikten korkar. Gecenin dehşeti karanlığından çok sessizliğinde yatar. Esiri mutsuz eden zindan değil, özgürlüğün çınlayan ritminin eksikliğidir...
Reklam
Akıl sır ermez kendinden başka bir hayvan hayal eden ilk hayvana. Ne büyük bir çirkinliktir iki ayağının üstüne kalkmayı başaran ilk omurgalının, gayet normal bir biçimde yerde sürünerek, yaradılışa malzeme olan çamura yakın, mutlu mesut yaşamaya devam eden diğer yaratıklara dehşet saçması. Hayrete düşürüyor insanı ilk telefon görüşmesi, suyun ilk kez kaynaması, ilk şarkı, ilk peştamal.
Fakat akıl -ki ne ağır işler ne de üşengeçtir- bize der ki olağanüstü şeyler sırf tekrar ettikleri için olağanlaşabilir, gayet alışıldık sıradan olduğu düşünülen şeyler ise kısa süreliğine bile terk edilip yeniden başlasa kıyamet alameti sayılabilir: yerde sürünmek, posta güvercinleri uçurtmak, çiğ geyik eti yemek, akbabalar beslenirken temizleme işlevlerini yerine getirsin de doğal döngüyü tamamlasın diye tapınak tepelerine insan ölüleri bırakmak.
Güneşin her gün doğduğuna, her yeni doğan güneşin dün bize uzak görünen yeni bir günü ilan ettiğine hâlâ inanıyorum; tarihin bir sayfası kapanırken, bugünün öncesinde görünmez ve sonrasında tekrarlanmaz bir yarını vaat edeceğine hâlâ inanıyorum.
Duman dört yanını sarmıştı ama dumanla çevrelenen kişi hep kendi bedeninin çevresinde temiz hava kaldığına inanır; sisin içine dalan hiç kimse sisin onu yuttuğunu hissetmez.
Reklam
Her dağın dört yüzü olduğu bir gerçek fakat ne yazık ki insan dağın sadece bir yüzünü görebiliyor.
En iyi önder bile yolunu kaybedebilir.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.