Bin yedi yüz senedir Doğu ve Batı'da tüm filozoflar ve düşünürler Meryem'in faziletlerini beyan ediyor.
Bin yedi yüz senedir dünya şairleri, tüm zevkleri ve yetenekleriyle Meryem'i övüyor.
Bin yedi yüz senedir tüm sanatçılar, ressamlar, heykeltıraşlar Meryem'in simasını ve tutumunu gösterebilmek için mucize sanat eserleri meydana getiriyor.
Ama tüm bu söylemler, düşünceler, çabalar ve yüzyıllar boyunca yapılan tüm bu sanat eserleri şu tek kelime kadar Meryem'in
azametini anlatmaya yetmedi:
"Meryem, İsa'nın annesidir".
Ben de bu tanımı Fatıma'ya uyarlamak istedim:
Dedim ki; Fatıma yüce Hatice'nin kızıdır.
Ama baktım ki bu Fatıma değil.
Ardından Fatıma Muhammed'in kızıdır, dedim.
Fakat bu da Fatıma değildi.
Fatıma Ali'nin eşidir, diyecek oldum.
Ancak gördüm ki, Fatıma bu da değil.
Fatıma Hüseyin'in annesidir, diyeyim dedim.
Ama yine gördüm ki bu Fatıma değil.
Bir an için Fatıma Zeynep'in annesidir, dedim içimden.
Oysa gördüm ki Fatıma bu da değil.
En sonunda şu neticeye vardım:
Evet, bunların hepsi doğrudur, fakat Fatıma bunların hiç birisi
değildir.
Fatıma Fatıma'dır.