Öldü sanılıp gömülmüş,ancak toprağın altında tabutun içinde uyanıp bağırıp çağıran,kıyameti koparan ve duvarları yumruklayan biri gibi hissediyordu kendini.
Savrulup atılan, toprağın üzerinde kıvrılıp bükülen ve üzerine acıyarak basılan bir mum ışığı gibi seğirerek sönmek değil, büyük alevler çıkaran bir keyif yangınında sanki rastlantıymış gibi son bulmak istiyordu. Uçuruma dans ederek düşmek istiyordu.
Bize hiçbir şey yapmadılar. Sadece bizi en mutlak anlamdaki hiçliğin içerisine yerleştirdiler, çünkü bilindiği gibi dünyada hiçbir şey insan ruhu üzerinde hiçlik kadar ağır baskı uygulayamaz.
Son adanın adsız anlatıcısı sığındığı bölgeyi son ada son sığınak olarak görüyor ve öyle nitelendiriyor. Anlattığı neredeyse bir ütopya
Başkanın adaya gelmesiyle ütopya distopyaya dönüşür
Son AdaZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 201351,1bin okunma
"Hepimizde birer parça olan zübüklük birleşip işte başımıza böyle zübükler çıkıyor. Oysa zübüklük bizde, bizim içimizde. Onları biz, kendi zübüklüğümüzden yaratıyoruz. Sonra, kendi zübüklüklerimizin bir tek Zübük’te birleştiğini görünce ona kızıyoruz. Bu zübükler her yerde var, biz zübükle nerde varsak, onlar da orda…
"Sen insanlara baktığın zaman üniformalar, bayraklar ve din görüyorsun!"
"Peki, sen ne görüyorsun bakalım?"
"İnsan, sadece insan. Seven, acı çeken, acıkan, üşüyen, korkan bir insan. "
Eserleriyle Turkiyenin yakın tarihine en kuvvetli feneri tutan Ilber Ortaylı gündemden düşmeyen anayasa tarihimizden seçimlere ve ülke savaşlarımıza kadar birçok konuda bilgi veriyor
Kitaptaki aşk hikayesi mükemmel bir anlatım tarzıyla aktarılmış. Başta sıkılabilirsiniz ama devamı gelecektir. Aşkın değerini göreceksiniz ve eminim çok beğeneceksiniz