"Hayır! senin göğsüne ait değilim ben. Beni bekleyenler bu yıldızdalar. Kehanetinden önce de vardı onlar. Bırak onlarla olayım, sevdiğim kadın da onlardan, o yıldızda buluşacağız"
Uykunun ilk anları ölümün imgesidir, belirsiz bir uyuşukluk yakalar düşüncemizi ve ben'in bir başka biçim altında varoluş yapıtını sürdürdüğü belirsiz anı tanımlayamayız. Yavaş yavaş, azar azar aydınlanan garip, örtülü bir yeraltı dünyasıdır bu ve orda cennetlik çocuk ruhları gibi yaşayan devinimsiz solgun şekiller karanlıktan ve geceden kurtulurlar. Sonra tablo biçimlenir ve yeni bir parıltı tuhaf görünümleri aydınlatıp devinime geçirir, ruhların dünyası artık açılmıştır bize.