Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

bet

bet
@tininitus
sincap gibi yasamaya calisiyorum
-...beraber gideriz. -ya bu sokakları, sevdiğimiz insanları... -bu sokaklardan bıktım. insan dersen her yerde vardır. hem yenilerini görürüz. fena mı? yeni yeni insanlar. ben insanları o kadar merak ediyorum ki...
Reklam
bununla beraber, mektepte yine canım sıkılıyordu. vaktimin boş geçtiğine emindim. fakat tahammül ediyordum. aksi takdirde işin felaket olacağını biliyordum. evimde herkes bana ve kardeşlerime sabah akşam, okumazdak tulumbacı olacağımızı veya bizi haddehaneye vereceklerini tekrarladı. bunlardan başka hayatta yapılacak bir şey yok muydu? etrafımda elinin emeğiyle iyi kötü geçinen bir yığın insan görüyordum. anlaşılan bunlar hiç okumaya başlamamış insanlar olacaktı. bir kere okumaya başlayıp da yarı yolda kalanlar için, hiç olmazsa bizimkilere göre, ancak bu iki meslek vardı.
niçin kadere bu kadar bağlı olan insanlar, bir türlü ona razı olmaz? ertesi sabah bunu, sabiha'ya sorduğum zaman bana: - hiçbiri kendi hayatını yaşamıyor da onun için, cevabını verdi.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
bütün güzel kadınlar zannettiler ki aşk üstüne yazdığım her şiir kendileri için yazılmıştır. bense daima üzüntüsünü çektim onları iş olsun diye yazdığımı bilmenin.
Reklam
her şey birdenbire oldu. birdenbire vurdu gün ışığı yere; gökyüzü birdenbire oldu; mavi birdenbire. her şey birdenbire oldu; birdenbire tütmeye başladı duman topraktan; filiz birdenbire oldu, tomurcuk birdenbire. yemiş birdenbire oldu. birdenbire, birdenbire; her şey birdenbire oldu. kız birdenbire, oğlan birdenbire; yollar, kırlar, kediler, insanlar... aşk birdenbire oldu, sevinç birdenbire.
şu kavga bir bitse dersin, acıkmasam dersin, yorulmasam dersin; çişim gelmese dersin, uykum gelmese dersin; ölsem desene!
sizin için, insan kardeşlerim, her şey sizin için; gece de sizin için, gündüz de; gündüz gün ışığı, gece ay ışığı; ay ışığında yapraklar; yapraklarda merak; yapraklarda akıl; gün ışığında binbir yeşil; sarılar da sizin için, pembelerde; tenin avuca değişi, sıcaklığı, yumuşaklığı; yatıştaki rahatlık; merhabalar sizin için; limanda sallanan direkler; günlerin isimleri, ayların isimleri, kayıkların boyları sizin için; sizin için postacının ayağı, testicinin eli; alinlardan akan ter, cephelerde harcanan kurşun; sizin için mezarlar, mezar taşları, hapishaneler, kelepçeler, idam cezaları; sizin için; her şey sizin için.
ölürüz diye mi üzülüyoruz? ne ettik, ne gördük şu fani dünyada kötülükten gayri?
duyduğum yoktu ne vakittir güvercin sesi, kumru sesi, pencerede; içime gene yolculuk mu düştü, nedir? nedir bu yosun kokusu? martıların gürültüsü havalarda; nedir? yolculuk olmalı yolculuk
Reklam
her gün bu kadar güzel mi bu deniz? böyle mi görünür gökyüzü her zaman? her zaman güzel mi bu kadar, bu eşya, bu pencere ? değil, vallahi değil; bir iş var bu işin içinde.
bilmem ki nasıl anlatsam; nasıl nasıl size derdimi! bir dert ki yürekler acısı, bir dert ki düşman başına. gönül yarası desem... değil! ekmek parası dese... değil! bir dert ki... dayanılır şey değil.
deli eder insanı bu dünya; bu gece, bu yıldızlar, bu koku, bu tepeden tırnağa çiçek açmış ağaç
Ne Kadar Güzel
çayın rengi ne kadar güzel, sabah sabah, açık havada! hava ne kadar güzel! oğlan çocuk ne kadar güzel! çay ne kadar güzel!
bekliyorum öyle bir havada gel ki, vazgeçmek mümkün olmasın.
179 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.