Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Tuğba Nur Kılıç

Tuğba Nur Kılıç
@tnkklc
Öğrenci
Ankara/İstanbul/Sinop
8 Şubat 2002
38 okur puanı
Haziran 2022 tarihinde katıldı
158 syf.
6/10 puan verdi
Okuması oldukça zor bir kitaptı. Kitapta bir Rus Edebiyatı esintisi aldım fakat bu beni rahatsız etti. Çünkü farklı kitaplarda okuduğum bölüm ve özellikleri bir kitapta birleşmiş olarak gördüm. O bakımdan farklılık katmadı. Gelgelelim kitapta çok da karşılaşmayacağımız türden bir şey mevcut, diğer açlıklardan ayrılan bir tür açlık, iğrenti verici. Kitabın adından da anlaşılacağı üzere bir açlık söz konusu. Kitabı okuduğum süreç boyunca inanılmaz aç hissedip aynı zamanda mide bulantısı yaşadığım için garip bir ruh haline sahiptim. Kitap öyle bir etki bırakıyor ki yeseniz yiyemiyorsunuz, yemeseniz açsınız. Bu da aslında tasvirlerin ne kadar başarılı olduğunu gösterir nitelikte. Karakter açken ben de açtım, o yiyemezken ben yiyebilirdim ama yiyemedim. Maalesef ki yiyemedim. Hatta kitabı hatırlayınca yemekten tekrar iğrendim. Anlatımının etkileyiciliğinden dolayı okunmalı, vereceği rahatsızlık nedeniyle yarım bırakılma ihtimali ise yüksek. Tüm kitap boyunca böyle duygular içinde kıvrandıktan sonra daha çarpıcı bir son beklerdim. Aynı sona sahip birçok kitap okudum. Havada kalıyor ve kitabı okuma süreci uzun ve verdiği mide bulantısı yüzünden meşakkatli geçse de sonu basit bir kitapmışçasına geçiveriyor. Kitabın kendisi gibi rahatsız edici veyahut çarpıcı bir son beklerdim, sonu gelmemiş gibi. Vasat üstü.
Açlık
AçlıkKnut Hamsun · Varlık Yayınları · 201727,9bin okunma
Reklam
Bulutsuz, berraktı gökyüzü; benim de gönlüm gölgesiz.
Kendi kendime, ergeç başaracaksın, dedim hep.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Kafam, acısız, baskısız, hafifti gayet; gönlüm ise bulutsuz berrak. Sürüklenip gidiyor, dayatıp direnmiyordum.
Ne güldüm, ne güldüm; elimi dizime vurarak deliler gibi güldüm. Boğazımdansa tek ses çıkmıyordu; dilsiz ve bitkindi benim kahkaham; ağlamak özlemini taşıyordu.
Reklam
Hayallerime sokulan, kuvvetlerimi darmadağın eden ufak tefek, anlamsız rastlantıların, sefil ayrıntıların baskısına uğramaksızın, bir başıma, ne bir park kanepesinde oturabiliyor ne de bir tarafa gidebiliyordum. Yanımdan geçen bir köpek, kibar bir erkeğin yakasındaki sarı bir gül, zihnimin dengesini bozuyor, beni uzun zaman meşgul ediyordu. Nem eksikti benim? Tanrı beni mi göstermişti?
Mutluluk denen şeyi çoktan unutmuştum. İçimde bu düşünceyi okşayıp nazlıyor, korkunç bir haksızlığa uğradığım sonucuna varıyordum. Şu son ayların bu acayip zulmü neydi bana karşı? Zihnimi toparlayamıyordum artık.
Geri117
263 öğeden 256 ile 263 arasındakiler gösteriliyor.