“Aklımın bir türlü ermediği şeylerden biri, her ne kadar üzerine defalarca yazsam da, makul bir perspektifle yaklaşmaya çalışsam da” diye yazıyordu Steiner, “ zamanın göreleliğidir.” Steiner, toplama kampı Treblinka’da iki Yahudi’nin vahşice katledilişinin betimlemelerine de yer vermişti. “ Tam da Mehringer ile Langner’in öldürüldüğü saatlerde insan nüfusunun muazzam büyük bir bölümü, gerek iki mil ötedeki Polonez Çiftliklerinde gerekse beş bin sizleri mil ötedeki New York’ta olsun, ya uyuyor ya yemek yiyor, film seyrediyor, sevişiyor ya da dişçiye gitsem mi gitmesem mi diye dertleniyordu. Tahayyülümün sekteye uğradığı yer burası işte. İki ayrı kitlenin aynı zaman dilimindeki deneyimleri öyle farklı ki insanlığın genelgeçer hiçbir değeriyle bağdaşmıyor, aynı andaki mevcudiyetleri dahi yıllardır kafamı kurcalayan çirkin bir paradoks. Keza Treblinka kampı kurulurken neredeyse geri kalan herkesin buna göz yumması da öyle. Bilimkurgunun ve Gnostik görüşün öne sürdüğü gibi, aynı dünyada iki ayrı zaman dilimi, bir “güzel vakit” geçirilen bir de insanlık dışı olaylara tahsis edilmiş, azap dolu cehennem hayatı yaşanan iki farklı zaman kuşağı mı var yoksa ? “
Toplama Kampı Deneyimleri
Yıllarca olası tüm ıstırabın sınırlarına ulaştığını düşünen insan artık ıstırabın sınırı olmadığını ve hala biraz daha ve hatta daha beter acılar çekebileceğini anlar.
Sayfa 101Kitabı okudu
Reklam
Toplama Kampı Deneyimleri
Istırabın hüküm sürdüğü toplama kampında bile, yaşama sanatını uygulamak yine de mümkündü. Bir benzerlik kurmak gerekirse, insanın acısı gazın hareketine benziyordu. Belli miktarlarda gaz, boş bir kutuya pompalandığında kutu ne kadar büyük olursa olsun onu tamamen ve eşit dağılım göstererek doldurur. Aynı şekilde ıstırap da ister küçük ister büyük olsun insan ruhunu ve bilincini tamamen doldurur. Bu yüzden de insan ıstırabının "boyutu" tamamen görelidir.
Sayfa 56 - Okuyan us yayınlarıKitabı okudu
Toplama Kampı Deneyimleri
Dayakların en acı verici yanı içinde barındırdığı hakarettir…
Sayfa 37 - Okuyan us yayınlarıKitabı okudu
Toplama Kampı Deneyimleri
Uzayıp giden sıra sıra dikenli teller, gözetleme kuleleri, tarama ışıkları ve şafağın griliği içinde düz ıssız yollarda kimbilir nereye doğru sürüklenen kılıksız insanlar…
Sayfa 23 - Okuyan us yayınlarıKitabı okudu
Toplama Kampı Deneyimleri
Bir akşam, barakamızda ölesiye yorgun, ellerimizde çorba kaseleriyle dinlenmeye çalışırken bir tutsak içeri girdi ve muhteşem günbatımını izlemek için dışarı çıkmamızı istedi. Dışarıda, batıda karanlık bulutların parladığını ve tüm gökyüzünün çelik mavisinden kan kırmızısına kadar sürekli değişen renklere büründüğünü gördük. Perişan haldeki çamur barakalarımız keskin bir tezatlık oluştururken, çamurlu topraktaki su birikintileri gökyüzünün renklerini yansıtıyordu. Birkaç dakikalık sessizliğin ardından bir tutsak diğerine "Dünya ne kadar güzel olabiliyor!" dedi.
Sayfa 52 - Okuyanus
Reklam
Toplama Kampı Deneyimleri
"Et lux in tenebris lucet" (Ve karanlıkta bir ışık parladı).
Sayfa 53 - Okuyanus
Toplama Kampı Deneyimleri
Aklım bir düşünceye takıldı: Hayatımda ilk defa, birçok ozanın söylediği, onca düşünürün nihai bilgelik olarak öne sürdüğü hakikati gördüm. Hakikat şuydu; sevgi, insanın ulaşabileceği en yüksek ve en büyük hedefti. O anda, insan şiirinin, insan düşünce ve inancının ayırt ettiği en büyük sırra haiz oldum: İnsanın kurtuluşu sevgiyle ve sevgidedir. Elinde hiçbir şeyi kalmamış bir insanın dahi, kısacık bir an için bile olsa, sevdiğine ilişkin düşüncelerden nasıl mutluluk duyabileceğini anladım. İnsanın, kendini olumlu eylemle ifade edemediği ve tek yapabileceğinin çektiği acılara doğru bir yolla (onurlu bir yol) katlanmak olabileceği mutlak ıssızlık durumundaki birinin, sevdiğine dair içinde taşıdığı imgeye sığınarak tatmin olabileceğini gördüm. Hayatımda ilk defa "Melekler sonsuz bir görkemin ebedi düşüncesinde kayboldu" sözlerinin ne ifade ettiğini anladım
Sayfa 50 - Okuyanus
Toplama Kampı Deneyimleri
Birlikte yolculuk ettiğimiz herkes, bir gün bunun sona ereceği ve her şeyin yoluna gireceği hayaliyle yaşıyordu.
Sayfa 25 - Okuyanus
Toplama Kampı Deneyimleri
Yetkililerin ilgilendiği tek şey esirlerin numaralarıydı. Bu numaralar çoğunlukla derilerine dövme ile damgalanıyor, ayrıca pantolon, ceket veya paltoların da belli yerlerine işleniyordu. Bir tutsağa karşı suçlama yöneltmek isteyen bir gardiyanın tek yapması gereken numarasına bakmaktı (o bakışlardan ne kadar korkardık!); asla ismini sormazdı
Sayfa 19 - Okuyanus
208 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.