İsmet Özel, çağdaş bir ürperti şiirinde; “ve artık anlatmak için yeryüzünün tuğlalarını seni anlatıyorum.” derken; of not being a jaw şiirinde; "tam düşerken tutunduğum tuğlayı, kendime rab bellemeyeceğim.” diyor.
Bu nedir biliyor musunuz? Bir şairin; en güzel vazgeçişidir. Ömrüne bereket şair.
#ilknur
Şefkat dediğimiz tam olarak;
Gönül titreten, insanlığını kaybetmemişlerin sahip olabileceği asil duygu, acizliği anadan üryan haliyle görmekten de doğabilen çelikten muhafaza, severken pamuklaşır. Hayatın genel işleyişi ve kötüye kullanmaya çalışanlar yüzünden ise yaş aldıkça derinlere gömülür.
#ilknur #şefkat
"İnsan değer verdiği şeylere gözüyle bakar, yüreğiyle taşır." diyor Neşet ağam. İlknur'da ekliyor: eğer kalbî ile dinlemiyorsa bir kişi sizi, ne hissettiğinizi merrat ile anlatsanız dahi sesinizi duyuramazsınız.
İsmet Özel, "Aynı Adam" adlı şiirinde; “gözlerim nemli değil, gözlerim namlu.” diyor. Ardından 70'li yıllarda yazdığı "Mazot" şiirinde ise; “dikkat et hiçbir şey ıslatmasın namluları.” diyor.
Bu ne biliyor musun? Ağlatma beni demenin şaircesi, Özel'cesi ve kesinlikle İlknur'cası.
Samimiyetle seçilen kelimelerin, özenle söylenen sözlerin, takip edilen mimiklerin, vurguların, tonlamaların, gülümsemelerin, kıymet vermenin layığını bulduğu bir çağa denk gelmeyi çok isterdim.
#ilknur