HACKI (köpek deyip geçmeyin)
Hacki... Orta yaşlı profesör, her sabah işe gitmek için uğradığı tren istasyonunda sevimli mi sevimli bir köpek yavrusu ile karşılaşır. Bir süre sevip okşadıktan sonra sanki ikilinin arasında duygusal bir bağ gelişir. Profesör derse yetişmesi lazımdır ve tren kalkmak üzeredir artık. Ama vedalaşmak bir türlü mümkün olmaz... Durumu gören istasyon
Orhan Veli Kanık
Damlara bakan penceresinden Liman görünürdü Ve kilise çanları Durmadan çalardı, bütün gün. Tren sesi duyulurdu, yatağından Arada bir Ve geceleri. Bir de kız sevmeye başlamıştı Karşı apartmanda. Böyle olduğu halde Bu şehri bırakıp Başka şehre gitti. II Şimdi kavak ağaçları görünüyor, Penceresinden, Kanal boyunca. Gündüzleri yağmur yağıyor; Ay doğuyor geceleri Ve pazar kuruluyor, karşı meydanda. Onunsa daima; Yol mu, para mı, mektup mu; Bir düşündüğü var.
Reklam
Katılımcılar ve Yorumlar: #5801199 Kurallar: #5782014 (BUTUNLESTIRILMIS HIKAYE) Islak, nemli ve soğuk bir akşamdı. Herkesin akşam yemeği için evlerine girip sıkıca kapısını kilitlediği Medine Sokak’taki lambalar yeni yeni ışıldamaya başlamıştı. Evlerden sokağa taşan çocuk çığlıkları
GURBETÇİ ŞÂİR SERVET YÜKSEL'İN DUYGU SÜZGECİNDEN SÜZÜLEN ŞİİRLER M. NİHAT MALKOÇ “Aman ha, gönül kırıp; kırılmaya değer mi? Boş şeylerin peşinde yorulmaya değer mi? Ne kaldı elimizde baharından, yazından?... Bu dünya çiçek olsa derilmeye değer mi?” (“Değer mi?”- Servet YÜKSEL) Gönül telimizi
Vatan konulu bir affetmem şiiri var. Dün tören yaparken okumuşlardı da saygısızların sesi bastırmıştı. Bileniniz varsa adını, bir mısrasını, hatırladığı herhangi bir noktayı aşağıya bırakabilir mi ?
585 öğeden 701 ile 585 arasındakiler gösteriliyor.