Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Tuğba

İnsanın kendi kendisiyle sohbeti sanat, başkalarıyla sohbeti ise eğlenceydi.
Sayfa 91 - Metis YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Dostluğun tüm sözcükleri ve hayatın anlamına dair bilmeceleri ortadan kaldırdığı pürüzsüz göl kıyılarında soyut, huzur verici bir yaşamın hasretini çekiyordu.
Sayfa 55 - Metis YayınlarıKitabı okudu
Yorma kendini kitapla, orada ciddi bir şey yazıyor olsaydı insanlar çoktan birbirleriyle kucaklaşmış olurlardı.
Sayfa 55 - Metis YayınlarıKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İnsanları kasten öldüren biriyle candan sohbet edilebilir mi, yoksa önce zararlı silahı, zenginliği ve şerefi mi alınmalıdır elinden?
Sayfa 53 - Metis YayınlarıKitabı okudu
İnsan insan için bu kadar mı tehlikelidir de aralarında iktidarın durması gerektir? İktidardan çıkıyor ya savaş da… Dönüp dönüp düşünüyorum, savaşı iktidar özellikle uydurmuş olmasın: Sıradan bir insan bunu yapamaz çünkü…
Sayfa 52 - Metis YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Sessizce sitem etmek gücüne sahip olanlar bunun sözlerden daha etkili bir yol olduğunu bilirler. Gözlerin sesinde öyle tonlar vardır ki, dilde bulunmaz; rengi uçmuş dudaklar, kulakların duyamayacağı birçok şey söyler. Derin duyguların hem görkemi hem de ıstırabı, ses yoluna sapmayışlarındadır.
Sayfa 252 - Can YayınlarıKitabı okudu
Neşenin zorunlu olduğu sıralarda neşeden yoksun kalmak kadar, neşenin var olduğu zamanlarda bundan sonuna kadar yararlanamamak da insanın ruhunu çökertir ve söndürür.
Sayfa 175 - Can YayınlarıKitabı okudu
Her gerçek hikâyenin altında bir ders yatar; kimisinin sahip olduğu hazineyi bulmak zor olabilir ve bulunduğunda da o denli cüzidir ki kuruyup kendi içine gömülmüş çekirdeği, sert kabuğunu kırmak için gösterilen çabayı ancak karşılar.
Sayfa 13 - Yedi YayınlarıKitabı okudu
Yaşadıklarım, gördüklerim, öğrendiklerim bazen o kadar ağır bir yük haline geliyordu ki ihtiyar bir adam gibi yorgun hissediyordum kendimi. Ne insanların yaptıklarını ne toplumun sessizliğini kavrayabiliyordum, yaşananları tam olarak anlayamıyordum.  Bu, kimi zaman hastalandığını düşündürecek kadar bitkinleştiriyordu beni. O zaman kütüphaneye gidip romanlar okuyordum. Okurken dünyanın ışığı değişiyordu, insanlar ve olaylar duru bir berraklığa kavuşuyordu, kimse beni seyredemeden, bana dokunamadan dünyayı seyredip, Romanların içindeki insanlara dokuna biliyordum. Kendimi güvende ve güçlü hissediyordum, böyle hissetmek beni iyileştiriyordu. Yaşam geçici, bu nedenle de yapay gözükürken, romanlar kalıcı ve sahici gözüküyordu. Her kitapla birlikte yaşadığım çağ, bulunduğum yer, daha da önemlisi kimliğim değişiyor, bunaltıcı bir esaret duygusundan sıyrılıp hiç kimsenin sınır koyamadığı bir özgürlüğe kavuşuyordum.
Sayfa 173 - Everest YayınlarıKitabı okudu
İnsanların “cehennem” dediği şeye benziyordu bu hayat. İnsanlar açlıktan sokaklarda kendilerini yakıyorlardı, işsiz babalar eşleriyle çocuklarına siyanür verip aileleriyle birlikte intihar ediyorlardı, Şehir hayatına uyum gösteren binlerce kadın o hayata uyum gösteremeyen erkekler tarafından her gün, her yerde öldürülüyordu, aç çocuklar sokaklarda dileniyordu, gençler ülkeden kaçmaya uğraşıyordu, Her şafak vakti evler basılıyor, polisler muhalifleri alıp götürüyorlardı, işyerleri batıyor, işçiler beş kuruş alamadan sokağa atılıyordu ve bütün bunlar korkunç bir sessizliğin altına saklanıyordu. Gazeteler, televizyonlar, haber bültenleri bunlardan söz etmiyordu. İnsanların açlıktan kendilerini yakmaları serbestti ama bundan söz etmek yasaktı.
Sayfa 163 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Reklam
—Tanrı’ya inanıyor musun? —Bazen. Ama bugün değil… Tanrı da bazen olanlardan bir şey anlamıyor bence.
Sayfa 136 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Eleştirmenlik züppelik değildir. Hiç kimsenin anlamadığı kitabı bir ben anladım yarışması da değildir. Okuyucuyu küçümseme mesleği de değildir. 20. yüzyılda eleştirmenler hiç kimsenin okumaktan tat almadığı kitapları yücelterek edebiyatı bir anlaşmazlığa, tatsızlığı, sıkıcılığa sevk ettiler… Borges, hiçbir zaman bitiremediği Finnegans Wake hakkında ders verdi… bitiremediğiniz kitaplar hakkında ders vermeyin, bitiremediğiniz kitaplar hakkında eleştiri yazmayın. İyi bir kitabın bir çok bilinen veya bilinmeyen özelliği vardır ama ilk özelliği sonuna kadar okunabilmesidir. Finnegans Wake’i sonuna kadar okuyamıyorsanız o sizin için kötü bir kitaptır… Okuyabilen bir başkası için iyi bir kitap olabilir. Züppelik dediğim, insanın okuyamadığı bir kitabı övmesi, onun okunamaz olmasından kendine bir değer aktarmaya uğraşmasıdır.
Sayfa 128 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Ben hayatın gerçeklerini senin tahmin ettiğinden daha fazla biliyorum. Yoksulluğu, ölümü, kederi, çaresizliği biliyorum. Narin bir çiçeğin yapraklarına konan böceği yediği bir gezegende yaşadığımı biliyorum. İnsanların binlerce yıldır birbirine acı çektirdiğini, birbirinin hakkını gasp ettiğini, birbirini öldürdüğünü biliyorum. Ben hayatın gerçeklerini biliyorum. Ben de herkes gibi zehirli baldan yiyorum. Zehiri sessizce yutuyor, balın tadını çıkarıyorum. İstediğin kadar şikayet et, istediğin kadar kork, bu bal zehirli, korkmak, şikayet etmek zehiri yok etmiyor. Sadece balın tadını almanı önlüyor. Ben hayatın gerçeklerini biliyorum, sadece o gerçeklere aldırmıyorum. Zehiri yakınmadan yutuyorum, o zehrin sonuçlarını da umursamıyorum. Sonunda herkesin öldüğünü biliyorum çünkü ben…
Sayfa 121 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Kütüphanenin sessizliğini, masalara konmuş yeşil camlı okuma lambalarının ışığını, ahşap ve kâğıt kokusunu seviyordum. İnsanların sükuneti, ciddiyeti, özeni, dikkatlerinin yoğunluğuyla kitaplara tapılan bir ibadethane gibiydi burası, benim içimde cemaatini burada bulan bir mürit var diye geçirdim aklımdan.
Sayfa 114 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Bu, kadın olmakla ilgili bir şey, sen anlayamazsın. Biz çocukluğumuzdan itibaren kirlenme korkusuyla büyütülüruz. Neyin bir kadını kirleteceğine, neyin yakışıksız olduğuna dair uzun bir liste öğretirler bize. Ben böyle konularda karar vermeden önce, bilinçaltım yapılacak olanın kirlilik listesinde bulunup bulunmadığını taramış, onu tasnif edip bir yere yerleştirmiş ve kararını vermiş olur. Benim o kararın üstesinden gelebilmem için senin tahmin edebileceğinden çok daha fazla uğraşmam gerekir. Bunun gelişmişlikle, gelişmemişlikle, kültürel farklarla da bir ilgisi olduğunu sanmıyorum, dünyanın her yanında kızların bilinçaltında bir kirlenme listesi var bence.
Sayfa 111 - Everest YayınlarıKitabı okudu
824 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.