..Bu masumiyetin korkmam gereken herhangi bir şeye dönüseceğini hayal edemiyordum. Tarih onları nasıl kötü karakterlerolarak resmetmiş olursa olsun, anahtar büyücülerle ilgili sorunun özü her zaman bu olmuştu; serbest bırakılamayacak kadar güçlülerdi.
Kralların ve kraliçelerin hüküm sürdüğü bir dünyada var olamayacak kadar güçlü...
“Ben tahtı olmayan, zor kararlar alamayacak bir kraldım. Titriyordu ve onu kendime çekme, onu ısıtma düşüncesi, baş edemediğim bir pişmanlık gibi ortalıkta dolaşıyordu. Ama olduğum yerde kalıyordum. Hamle yapmaya cesaretim yoktu..”
“İster kaderin laneti, ister kehanet bizi bir araya getirmiş olsun, artık umurumda değil ve hiçbir şeyin veya hiç kimsenin bizi bir daha birbirimizden ayırmasına izin vermeyeceğim.”
“‘-Bırak duysunlar. Duyup duymamaları umurumda değil.’
‘-Senin için ne kadar çaresiz olduğumu, uyanıkken her düşünceme nasıl dadandığını onlara anlat.’”
“Çünkü hem seni sevmek hem de halkıma iyi bir kral olmak… İkisini aynı anda nasıl yapacağımı bilmiyorum ve bu, kılıca dahi dokunmadan her gün verdiğim amansız bir savaş. Ama şimdi anlıyorum ki eğer seni kaybetmek anlamına geliyorsa asla kral olamayacağım.”