Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

azr

azr
@tullyhart
14 okur puanı
Ağustos 2022 tarihinde katıldı
Hayır, hiçbir programım yok, bir kere de programsız yaşasak olmaz mı?
Reklam
Ağlamak.. yalnız gözyaşı dökebilen insan anlayabilir bazı şeylerin hikmetini. Ama insan her zaman ağlayamaz, diyor çocuk. O zaman da ağlar gibi durmak gerekir. Çocuk, anlayarak bakıyor dedesinin söylediklerine. Biz, hüzün peygamberinin ümmetiyiz, diyor dede, ağlayabilenler ağlar ağlayamayanlar ağlar gibi yapar.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
...bekliyoruz. Beklemek burada bir umut değil, endişedir, herkes kendi endişesinin bulanık çalkantısında döneniyor, zamanın küçük aralıkları, dar aralıkları bir bir geçip gidiyor -zamanın aralıkları mı, yani boş bıraktığı, yok bıraktığı, işlemeden bıraktığı aralıklar, ihmal edilmiş geçitler?-.
Ölüm koğuşunun kapısının önünde telaşlı, daha ölüme kanıksamamış insanlar. Bir gidip bir gelirler.
Reklam
O, hep kendi evindedir, evinin dışında olup bitenlere ilgisizdir, kendi protestosunu yükseltmektedir, baharla açılan, renk renk serpilen çiçek tarhlarını seyretmektedir, çiçeklerin kokusunu duyumsamaktadır, güzün yaprakların kuruyuşunu, çiçeklerin tükenişini, bir kuru yapraktan ibaret kalışlarını..
Beklemek tüm anlamın kendisiydi, bekler ve düşünürdü, boşuna olmazdı, hiçbir şey boşuna olamazdı, boşuna değildi, sebepsiz, yersiz değildi, bekliyordu ve beklediği gelecekti. Yalnızlık -somut konumuna göre yalnızlık, yoksa yalnız duymazdı kendini- sezgilerini alabildiğine inceltmiş, bileylemişti.
Bir türlü istediğine kavuşamamıştı, neydi istediği, niçin istiyordu: bir rahat soluk, sabahleyin asabı bozulmadan uyanmak, gözlerini sabah ezanına açmak, güzel şeyler görmek.
Şehir yıkıntıları. Ve insan yıkıntıları.
"Yıldızları süpürürsün farkında olmadan, güneş kucağındadır bilemezsin, bir çocuk gözlerine bakar arkan dönüktür, ciğerinde kuruludur orkestra duymazsın, koca bir sevdadır yaşamakta olduğun, anlamazsın, uçar gider koşsan da tutamazsın..."
Reklam
"Salıncaktan düşen bir çocuk küser mi hiç parka?" Hayata küsülmez. Sevmekten usanılmaz. İyilikten pişman olunmaz. Kimse iyi olmasa, dünya üzerinde iyilik yoksa biz yeniden icat edeceğiz.
"İnsanların sorunları, çözümü görememeleri değil, sorunu görememeleridir."
Stresin en önemli sebeplerinden bir tanesi belirsizliktir.
Çoğu zaman içimizdedir sıkıntılarımızı çözecek hazine. Fakat aramıyoruz. Bulamıyoruz. İnanamıyoruz. Ümidimizi kesiyoruz. Psikoloji buna, "öğrenilmiş çaresizlik" diyor. Çaresiz olmayı, güçsüz olmayı öğreniyoruz. Halbuki değiliz.
Benim aklıma da hep Temel'in bir fıkrası gelir. Temel bir kovboy filmi izliyor. Filmin kahramanının bir uçuruma hızla girerek atıyla düştüğü sahneyi sarar sarar tekrar seyreder. Dursun sorar "Neden aynı sahneyi sarıp sarıp izliyorsun?" diye Temel cevap verir: "Adama bakıyorum her seferinde aynı yere düşüyor. Sarıyorum sarıyorum tekrar aynı yere geliyor, öncekilerden hiç ders çıkarmadan yine aynı yerden düşüyoruz bir türlü anlamıyoruz.
68 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.