Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.26
scheherazade
scheherazade
@tuncaygokalp
Bilinmiyor
Metalurji ve Malzeme Mühendisliği
İstanbul
27 okur puanı
Aralık 2017 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Müthiş bir roman arkadaşlar, tek kelimeyle "Müthiş"
Yani kitapta ne ararsan var, Buddha'dan, Krishnamurti'den, Konfüçyüs'trn doğuya kalan mirası fevkalade bir kurgu içinde okuyoruz.
'' Bu kitapta anlatılan oblomov değil oblomovluktur''
Bilinçli tembellik, yani hiç bir şey yapmama arzusu yahut bir şeyler yapmaya derman bulamama halidir oblomovluk. oblomov ise çıkış noktası kişi. gonçarov bu romanı kısa bir süre zarfında yazmıştır ama kitabı okuyan kişiler öyle oldu bittiye getirilecek bir roman olmadığını bilirler. Gonçarov kitabı hızlı yazmasının nedenini, zaten yıllardır kafasında kurgulaması ve dönemin rus toplumunu iyi gözlemlemesi olduğunu belirtir. Oblomov burjuva sınıfının bir üyesi olarak burjuvayı değilde burjuvaları sevmez. İçide barındırdığı insan dönemin burjuva sınıfının davranışlarını hazmedemez. sürekli çalışmak, dedikodular, iki yüzlü insanlar, birbirinin kuyusunu kazmaya çalışanlar, sürekli bir koşuşturmaca ve samimiyetsizlik Oblomov'u yıkar. Onun hayal ettiği yaşam bu değildir. gerçek hayatın altında ezildiğinden kendi hayatını kurmak için doğrulamaz da. hayatını yatarak geçirir.
Bir de Oblomov'un en yakın arkadaşı Ştoltz var. Oblomov'a tamamen zıt, yaşadığı hayatı seven ve son raddesine kadar içinde olan biridir. Oblomovu yaşantısından kurtarmaya çalışır.
Kitap hakkında söylenecek çok şey ama söyleyecek kişi ben değilim. Özetle şöyle söyleyebilirim ki Oblomov tutunamamış biridir. Her ne kadar oğuz atayın anlattığı burjuva ile Erken Dönem Modern Avrupa'nın burjuvasisi arasında büyük farklar olsa da.
Bu incelemeyi Minerva'nın Baykuşu'na ithaf ediyorum. Romanımız onun uçamadığı dönemleri anlatmaktadır.
16 ağustos gecesi başlar hikayemiz ve 17 ağustos gecesi olanlarla şekillenir, önce binalar sallanır ve kendileriyle beraber insanları ve insanların hayatlarını da sallar. Sonra yıkılmaya başlar evler kendileriyle beraber bir çok insanın umutlarını, hayallerini, geleceklerini de yıkar. Fakat bazılarına yaşamlarını yeniden kurma fırsatı verir. İşte romanımızın kahramanları olan Su, Kontes ve Onur bu felaketten bu fırsatı koparan arkadaşlarımdır. Her yerde molozlar, molozların altında yaşamını yitirmiş canlılar, eli kolu vede yürekleri sargıda insanlar vardır. Fay hattı her insanın yaşamından geçmiştir ve geçerken kahramanlarımızın yüreklerinede uğramıştır.
Bir kitaptan beklediğiniz şey, masumiyeti, sevmeyi, doğayı, gençlik duygularını en güzel ve en dokundurucu şekliyle aktarması ise bu kitap okunur. 17 ağustosu yaşamamış olabilirsiniz, fakat kitabı okursanız fay hattının yüreğinizden geçtiğini hissedeceksiniz.
