Karşılarında yalnız bu 130 kişi vardı. 130 kişi, sayısı bini geçen Fransızlara köyden dışarı adım attırmadı.
Türklerden böyle aşılmaz bir direniş beklemeyen Fransızların hesapları ve akılları karıştı.
Yüzbaşı Faruk sabah trenine bindi. Yaralılar arasında bir yer bulup oturdu. Birinci kolordu karargahı ile ilgili bazı atama işlemleri için birinin Ankara'ya yollanacağını duymuş, kendisini göndermeleri için açıkça yalvarmıştı...
...29 Haziran günü İstanbul Taksim'e yürüyordu.Herkes ümitli, neşeliydi. Fenerli gençler köprüde, vapurdan inmiş, ellerinde Türk ve Fener bayrakları ile Karaköy-Tepebaşı yoluyla bugünkü İstiklal caddesine çıkmışlardı. Burada Fenerlilerle Galatasaray Lisesi'nin içinde toplanmış olan Galatasaraylı gençler katıldı. Bunlar da Türk ve Galatasaray bayrakları taşıyorlardı. Kucaklaşarak selamlaşarak Taksim'e doğru yürüdüler. Taksim meydanına çıkınca Gümüşsuyu yoluyla gelen Beşiktaşlı gençlerle karşılaşıp karıştılar. Onların da ellerinde Türk ve Beşiktaş bayrakları vardı...
"Muhabere Teğmeni İhsan." Nalıncı yokuşundaki türbenin sandukası altına iki tane ağır makineli tüfek saklamıştık. Bu tüfekleri İngilizlere selamlata selamlata caddelerden geçirip de öcümü almazsam, yazıklar olsun bana!"