Bizim yardıma koşacağımızı bilen milyonlar var.El Bab'da,Halep'te,Afganistan'da,Makedonyada..Türk Sancağının gölgesi o kadar büyük ki hala insanları serinletiyor...
2008 sonları veya 2009 başlari. Yani tam da kiş ortası. Balkanların karlarını görmeyen Bizim için kar dediniz mi "diz boyu" diye tarif edilir. Ama orada diz boyu biri biraz hafif kalir. Her taraf karla kapli. Yardim kolileri götürülecek. dair uzun bir liste var. Kamyonla bir köye ulaşılması gerekiyor. Köy ormanlik alanda, tabir yerindeyse bir dağ köyü. Ustelik dağınik bir yerleşme, Karadeniz köyleri gibi. Kamyonla meşakkatli bir yolculuk yapılıyor. Hatta bir ara yuvarlanma tehlikesi geçiriliyor. Ni- hayet köye ulaşılıyor. Listeye göre koliler teslim ediliyor. Dağıtım bitiyor. Fakat fark ediliyor ki listede adı olduğu halde bir kişiye teslimat yapilmamiş. Bizimkiler "Niye gelip alınmadı ?" diye. "O kimsesiz, yaşlı bir kadındır. Evi biraz uzaktadır, gelemedi herhalde. diyorlar. Bizimkiler- , " ozaman biz ona gidelim." deyip kolileri sırtlıyorlar. Yanlarında evi gösterecek kişiyle bizim iki Türk subayi, gidiyor karda yeni bir çiğir açarak eve doğru yöneliyorlar. Hakikaten köyün dışı sayılabilecek yerde kapıyı çaliyorlar, bekliyorlar. Kapı aralanıyor, yaşli bir kadın beliriyor eşikte, uzun uzun bakıyor; "Siz Türk'sünüz. Geleceğinizi biliyordum." diyor. Cılız kollarıyla kucaklamaya çalışıyor onları. Sonra eşiğe çöküp ağlamaya başlıyor. Bizim iki subay, omuzlarındaki koliyi içeri birakıyorlar. Evde gördükleri manzara karşısinda dehşete düşmüş olarak dışarı çıkıyorlar Kadın Boşnakça kelimeler sayıyor , inçi gibi gözyaşlarını dökerken tercüman “ Geleceklerini biliyordum. Vefalı Türk geldi yine. Selam Türk’ün bayrağına” Türk beklenilendir.
Bosna Hersek'de yardıma muhtaç yerli halka askerlerimiz yardım kolileri götürüyor ve teslim ediyorlar. Sonra bir haber geliyor ve diyorlar ki bir teyze vardı unutmuşuz onun evi biraz yüksekte ve o yardım almadı acaba oraya götürür müsünüz?
Hay hay diyorlar ve askerlerimiz koliyi sırtına alıp çıkıyorlar eve kapıyı çalıyorlar. Kapı açılıyor ve bir
Bakü'de
Türkiye Büyükelçiliği açılır.
Elçi bey her sabah birini fark eder.
Yaşlı bir teyze her sabah Türkiye elçiliğin
önüne gelir bakıp gider.
Bir gün; elçi bey Yaşlı Teyzeyi elçiliğe
çağırır, elini öper.
Elçi: 'Teyzeciğim her gün buraya gelip elçiliğe
bakıp gidiyorsun' der
Yaşlı Teyze: 'Ah evladım elçiliğe bakmıyorum,
Türk Bayrağına bakıyorum.
Yıllardır bu bayrağı bekliyorduk,
neden geç kaldınız' der.
Teyze ve Elçi bey birlikte ağlarlar.
İşte Türk Bayrağı budur
Beklenilendir.
🇹🇷🇹🇷🇹🇷