Tarihin ilk çağlarından beri kayda düştüğü acılarla ilgileniyorum.
Bunların çok bağıra çağıra anlatılmasıda gerekmiyor bana göre
Susmak zorunda bırakılmış olanlara karşı vicdan sahibi olmak yeterli...
Kadın kendisiyle arasına mesafe koydukça, kendisinden uzaklaştıkça , maddenin ve erkeğin / erkin nesnesi olabilecektir. Verilen bu kimlik de , onun kimliksizliğin belgesidir sanki .
Toplumsal ve siyasal anlayış, erkek egemen bakış, cinsiyetçi yaklaşımlar tarafından kadının kimlik hanesine öteki sözcüğü kazırnırken kadın, kendi çevresine yabancılaşır.
Bu cinsiyetçi anlayışın istedigidir .
Erkek dünyasında kendileri yitirmiş kadın kişileri şöyle sınıflandırmaktadır:
(1)kendi bedeninden sürgün edilen kadınlar
(2)ötekileştiren kadının dünyası
(3)kayıp kadın
(4)evliliklerinin içinde çürüyen kadınlar.