Eski Türk edebiyatına alabildiğine yüceltilmiş aşk, kahramanlık ve din duyguları hakimdir. Gerçek hayatta yaşayan alelâde insanlara karşı acıma duygusuna atalarımız da yabancı olmamakla beraber, edebî eserlerinde böyle bir duyguya yer vermemişlerdir.
Kanaatime göre bu Hıristiyanlıkla İslamiyet, İsa ile Muhammed arasındaki farktan ileri gelir. İslamiyet insanı yücelten bir dindir. Muhammed çarmıha gerilmiş muzdarip bir şahsiyet değil, hayatta karşılaştığı güçlükleri yenmiş bir kahraman, bir kanun koyucusu ve devlet adamıdır. Bilhassa Türk kültüründe yiğitlik ön planda gelen bir duygudur. Hayat karşısında ezilmişlik duygusu, Türk ruhuna yabancıdır. Bu duygu Türk edebiyatına Tanzimat'tan sonra, Batı tesiri ile girer.