"f-i-k-i-r ile k-ü-f-ü-r, büyük kök uyumu gereği aynı kökten gelir; fikir, teemmülle gerçeğin örtüsünü açmak; küfür, gerçeğin üstünü örtmek demektir. Fikr edenler, gerçeği açığa çıkarır; küfr edenler saklarlar; çünkü aklında fikr olmayanın dilinde küfr olur; diliyle aklını örter... Halbuki, kulluk, yaratılanın, yaratıldığı hâl üzere olması demek ise, insan için akl etmek, kul olmaktır. Kul olmak ise ancak ve ancak kendini idrâk etme, kısaca, idrâk-i taayyün-i şahsî, yani, kendilik-bilinci ile başlar hareket-i manevî yani daim tefekkürle devam eder; bu nedenle urefâ, Hayat'a seyr-i şuûrî yani ayık/şuûrlu yolculuk adını vermişlerdir."