"Yetişecek çocuklarımıza ve gençlerimize, görecekleri tahsilin hududu ne olursa olsun en evvel, her şeyden evvel Türkiye'nin istikbaline, kendi benliğine, milli an'anelerine düşman olan bütün unsurlarla mücadele etmek lüzumu öğretilmelidir."
“1919 yılı Mayıs’ının 19'ncu günü Samsun'a çıktım”... bir milletin kaderinin dönüm noktası ve bu başyapıtın da başlangıcı.
Bandırma Vapuru'nu batırmak Paşa'mıza suikast kurmak peşinde olan hainler yıldıramadı gözünü.
Ve aynen şöyle cevap verdi Başbuğ:
" İstanbul'da kalıp tutuklanmaktansa bu yolda batıp boğulmayı tercih
"Bugün bir millet olarak yaşıyorsak bunu edebiyatımıza ve onun gereği olan dilimize borçluyuz. Halkı, millet olarak şekillendiren, olgunlaştıran, onun sözlü ve yazılı edebiyatı, varlığının teminatı ise dilidir..."
Türkiye dışında kalmış Türkler İlkin kültür meseleleri ile ilgilenmelidirler Nitekim Biz Türklük davasını böyle bir müspet ölçüde ele almış bulunuyoruz büyük Türk tarihine Türk dilinin kaynaklarına Zengin lehçelerine eski Türk eserlerine önem veriyoruz Baykal ötesindeki Yakut Türklerinin dil ve kültürlerini bile ihmal etmiyoruz
Türk milletinin dili türkçedir Türk Dili dünyada en güzel ve en zengin ve en kolay olabilecek bir dildir Onun için her Türk dilini çok sever ve onu yükseltmek için çalışır bir de Türk dili Türk milleti için kutsal bir hazinedir Çünkü Türk milleti geçirdiği nihayetsiz felaketler içinde ahlakının ananelerin hatıraların menfaatlerin kısacası bugün kendi milliiyetini yapan her şeyi dili sayesinde muhafaza olduğunu görüyor Türk dili Türk milletinin kalbidir zihnidir
Ben her şeyden önce Türk milliyetçisiyim böyle Doğdum Böyle öleceğim Türk birliğinin bir gün hakikat olacağına inancım vardır Ben görmesem bile gözlerimi dünyaya onu rüyaları içinde kapayacağım Türk birliğine inanıyorum onu görüyorum Yarının tarihi yeni fasıllarını Türk birliği ile açacaktır dünya sukununu bu fasıllar içinde bulacaktır Türk'ün varlığı bu köhne aleme yeni ufuklar açacak Güneş ne demek Ufuk Ne demek o zaman görülecektir
"Samsun ile başlayarak Ankara'da nihayetlenen süreç bir milli devletin doğuşu fikrindeki Mustafa Kemal Atatürk'ün stratejik bir öngörü ve kul olmaya alıştırılan bir ulusa, millet ve Türk olduğu gerçekliğinin sabırla işlendiği bir süreçtir. "
"İktisadi vaziyetimizin perişanlığını görmemek kabil midir?
....Ancak mütegallibe denilen zümre ile çok az sayıdaki bir zümre ve saray çevresi hayatın imkanlarından faydalanmaktadırlar. Başımızda kapitülasyon denilen bir İktisadi bela vardır. "
Türklerin Birlik olabilmesi için öncelikle cemaat olma fikrinden kurtulup millet olma fikrine Sahip olunması gerektiğini düşünür o ayrı ayrı lehçeler kullanmanın Dildeki birliğe engel olduğunu millet olabilmek için ortak bir edebi dil olması gerektiğini savunmaktadır
Kahramanmaraş'ta 1936 yılında Atatürk'ün emriyle bayrak tutan Bozkurt Anıtı yapılmıştı anıtta direğe bayrak çeken bir kurt heykeli vardı anıtın kaidesinde 28 ikinci teşrin 1919'da Türk Maraş silah gücü ile inen bayrağını iman gücü ile yeniden dalgalandırırdı 1936 ibaresi yazıyordu
Atatürk Türk milliyetçiliğini ve Türklüğü son derece önemsemiş ve Türk tarihinde önemli bir yere sahip olan Bozkurt motifini de hayatında öne çıkarmaya çalışmıştır