Hayatımda öyle düşler gördüm ki aklımdan hiç çıkmadı, düşüncelerimi değiştirdi. Bu düşler, tıpkı şarabın suya karışması gibi, benim içimde dolaştı, dolaştı, zihnimin rengini değiştirdi. İşte bu da onlardan biri.
Dingin gökyüzünün altında, bu mezarların yanında biraz oyalandım. Fundalıklar ve sümbüller arasında uçuşan pervaneleri izledim, otları hışırdatan hafif rüzgârı dinledim ve insan, bu dingin toprağın altında uyuyanların nasıl olur da huzursuz bir uyku içinde olduklarını düşünebilir, diye şaştım.
“Ona kalbimi verdim, aldı, didik didik edip öldürdükten sonra gerisingeri bana fırlattı. İnsan yüreğiyle duyar, Ellen; mademki benim yüreğimi paralayıp yok etti, artık ona acımak elimde değil. “
Onu benden daha çok bana benzediği,benden de öte bir parçam olduğu için seviyorum.Ruhlarımız neyle yoğrulduğunu bilmiyorum ama onun ve benim ruhlarım kesinlikle aynı hamurdan…