Tevhid şirkin zıddıdır.
Lugat olarak: Birlemek, teklemek demektir.
Şer'i manası: Kişinin Allah'ı birlemesi gereken meselelerde
birlemesi, O'na ortak edinmemesidir.
Tevhid, İslam itikadının en hassas meselesidir. Kendisi ol-
madığı zaman ve zıddından uzaklaşılmadığı müddetçe, yapılan ameller faydasız ve Allah'ın rahmeti imkansızdır.
"Ey kavmim Allah'a ibadet edin. Sizin için O'ndan başka ilah yoktur."(7/A'râf, 59)
Bu ayette 'Sizin için başka ibadet edilecek yoktur.' demek yerine "...ilah yoktur." denmiştir. Bu da: Kur'an'ın ıstılahında 'İlah' ve 'ibadet edilenin' eş anlamlı olduğunu gösterir.
O zaman uluhiyet tevhidinin içeriği, kulun fiillerini ve bu fiillerinin sadece Allah'a yapılmasını ve sadece Allah için olmasını incelemesidir. Uluhiyet tevhidinin daha net anlaşılması için ibadet kavramının anlaşılması lazımdır. Çünkü bu tevhidin özü, ibadette Allah'ı birlemektir.
Rububiyet ve Uluhiyet Tevhidi Arasındaki Fark
Uluhiyet, ibadetlerde Allah'ı birlemektir. İbadet, insanın fiilleri olduğu için, uluhiyet kişinin kendi fiillerinde Allah'ı birlemesidir.
Rububiyet ise, kişinin, Allah'ın (yaratma, rızık verme, hüküm koyma, gözetme ve benzeri) fiillerinde Allah'ı birlemesidir.
Rububiyet tevhidinin esasları, Araf Sûresi 54. ve Yunus Sûresi 31. ayetlerdedir.
"Şüphesiz, Rabbiniz o Allah'dır ki gökleri ve yeri altı günde yarattı. Sonra arsa istiva etti. Geceyi durmadan kovaladığı gündüze bürür O. Güneşi, ay'ı ve yıldızları emriyle ram eden O'dur. İyi bilin ki, yaratma da emretme de yalnız O'nundur. Alemlerin Rabbi olan Allah'ın şanı ne yücedir!"
"De ki: "Size gökten ve yerden rızık veren kimdir? Yahut o gözlere ve kulaklara malik olan kimdir? Ölüden diriyi çıkaran ve diriden ölüyü çıkaran kimdir? İşleri yerli yerince kim yönetiyor?' Hemen 'Allah' diyeceklerdir. De ki: 'O hâlde (O'na isyan etmekten) korkmaz mısınız?"
Uluhiyet, mukteza-yı hikmet olarak tezahür istemesine mukabil, en a'zamî bir derecede Zât-ı Ahmediye (A.S.M.) dinindeki a'zamî ubudiyetle en parlak bir derecede göstermiştir.
Hem Hâlık-ı Âlem'in nihayet kemaldeki cemalini bir vasıta ile mukteza-yı hikmet ve hakikat olarak göstermek istemesine mukabil; en güzel bir surette gösterici ve tarif edici,