Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bütün semavî kitapların ve bütün peygamberlerin en büyük davası Hâlık-ı kâinat'ın uluhiyet ve vahdaniyetini ilandır. Kur'an baştan başa tevhidi gösterir. İşte Asâ-yı Musa da Müslümanlara ve umum beşeriyete Cenab-ı Hakk'ın birliğini ve delail-i vahdaniyetini güneş gibi göstermesinden, en büyük bir mütefekkir ile bir dinsizi ve bir feylesofu hakaik-i imaniyeyi tasdike mecbur ettiği gibi; en âmî bir adamın da en yüksek hakikatleri, en büyük bir suhuletle anlamasını temin eden, tevhidi gösteren, âyât-ı Kur'aniyenin en kudsî bir tefsiridir. Aynen ismi gibidir. Nasıl ki Musa aleyhisselâm elindeki asâsıyla kara taşlardan, çorak vâdilerden, ateş fışkıran çöllerden âb-ı hayatı fışkırttığı gibi Asâ-yı Musa da vahdaniyet-i İlahiyeyi ispat etmesiyle dünya ve âhiret âlemlerini ziyadar edecek tevhid nurlarını fışkırtıyor; taş gibi kalpleri, mum gibi eritiyor; şevki ile gönülleri teshir ediyor.
Sayfa 307 - Vaziyetimiz bir nevi nurânî müdafaadır.
Rububiyet Tevhidi
Şunu iyi bilmek gerekir ki sadece Rububiyet tevhidini kabul eden bir kişi müslüman olmuş sayılmaz, malını ve canını da kurtaramaz, bununla birlikte Uluhiyet tevhidini de sağlamadığı takdirde ahirette cehennem azabından kurtulamaz.
Reklam
Tevhid, rububiyet tevhidine, uluhiyet tevhidi katılmadan kesinlikle gerçekleşmez.
Sayfa 23
Tevhîd-i Rububiyet - Tevhîd-i Uluhiyet
"Müşrikler tevhid-i rububiyete, Cenab-ı Allah'tan başka Rabb olmadığına inanıyorlardı. Fakat onlar tevhid-i uluhiyet meselesinde şirke düşmüşlerdi. Tevhid akidesi ise hem tevhid-i uluhiyette hem de tevhid-i rububiyette Cenâb-ı Hakk'on "bir"len- mesi ile gerçekleşir. Tevhid-i ulûhiyette şirke düşenlerin tevhid-i rububiyetteki tevhidi hiçbir işe yaramaz. Ama bir kimse tevhid-i uluhiyeti kavrarsa onun içinde tevhid-i rububiyet de vardır. Dolayısıyla “Allah'tan başka ilah yoktur." cümlesinin mânâsını, maksudunu, mazmununu anlayan kimse aynı zamanda Cenâb-ı Hak'tan başka bir Rabb de olmadığını idrak eder, görür ve bunu da bu şekilde ifade etmiş olur." Buradan şöyle bir noktaya geliyorlar: Müşriklere "Kainatı kim yaratır, güneşi, ayı kim doğurur, bitirir, mevsimleri kim döndürür?" diye sorsanız, "Allah" derler. Bu onların tevhid-i rububiyeti ikrarlarıdır. Fakat onlar ulûhiyet vasfını Cenâb-ı Hak'tan başka varlıklara atfediyorlar. Mesela birtakım putların insanlara fayda ya da zarar verebileceğine inanıyorlar. İşte bu inanç tevhid-i uluhiyeti zedeleyen bir inançtır. Dolayısıyla İslam dini içinde de Müslüman oldugunu söyleyen insanlar arasında da tevhdi-i uluhiyeti rencide eden, tevhid-i uluhiyete aykırı inançlara sahip olan insanlar vardır. Bunlar mü'min de görünseler muvahhid de görünseler, müştiktirler.
Uluhiyet tevhidi rububiyet tevhidine eklenmedikçe tevhid gerçekleşmez, sadece rububiyet tevhidi yetmez
Uluhiyet Tevhidi
Hz. Muhammed ile küfür ile iman, kazanç ile kayıp, hidayet ile dalalet. kurtuluş ile kötü son, sapma ile doğru yolda olma, sapıklık ile doğruluk, cen- net ehli ile cehennem ehli, muttakiler ile facirler, Allah'ın kendilerine nimet verdiği peygamberlerin, sıddıkları, şehitlerin ve salihlerin yolunda ilerlemeyi tercih edenler ile O'nun
Sayfa 61 - DARU 'L İMANKitabı okudu
Reklam
Muhammed Bin Abdilvehhab (تعالـے اللـہ رحمـہ) Rububiyet tevhidi, Uluhiyet tevhidi ve Sıfat tevhidi hakkında sorulan bir soruya şöyle cevap vermiştir: Rububiyet tevhidi, kafirlerin de kabul etmiş olduğu tevhiddir. Uluhiyet tevhidine gelince; ibadetleri mahlukattan ayrı olarak sadece Allah'a has kılmaktır. Zira "ilah" kelimesi Arab’ın kelamında ibadet için yönelinen varlık manasına gelir. O müşrikler şöyle diyorlardı: "Allah ilahlar ilahıdır. (en yüce ilahtır)" Fakat bununla beraber Onun yanında salihler, melekler ve benzeri başka ilahlar ediniyorlardı. Ve diyorlardı ki: Allah bundan razıdır ve bunlar da Onun katında bize şefaat edecektir. Sen bu hakikati iyice öğrendiğin zaman dinin ne kadar garip kalmış olduğunu da iyice anlamış olursun. Allahu teala müşriklere karşı onların kanaatlerinin batıllığını isbat etmek gayesiyle onların rububiyet tevhidini kabul etmelerini delil getirmiştir. Zira kainattaki işleri düzenleyen sadece Allah olup Onun haricindekiler zerre ağırlığında bir şeye dahi sahip değilken ve de onlar bunu da kabul ettikleri halde, nasıl olur da bir yandan Allah'a dua (ibadet) edip, Onunla beraber bir başkasına dua ederler? Sıfat tevhidine gelince; sıfatları kabul etmeksizin ne rububiyet tevhidi ne de uluhiyet tevhidi düzgün olmaz. Fakat şurası da var ki kafirler, sıfatları inkar edenlerden daha akıllıdır.
Rububiyet ve Uluhiyet Tevhidi Arasındaki Fark Uluhiyet, ibadetlerde Allah'ı birlemektir. İbadet, insanın fiilleri olduğu için, uluhiyet kişinin kendi fiillerinde Allah'ı birlemesidir. Rububiyet ise, kişinin, Allah'ın (yaratma, rızık verme, hüküm koyma, gözetme ve benzeri) fiillerinde Allah'ı birlemesidir. Rububiyet tevhidinin esasları, Araf Sûresi 54. ve Yunus Sûresi 31. ayetlerdedir. "Şüphesiz, Rabbiniz o Allah'dır ki gökleri ve yeri altı günde yarattı. Sonra arsa istiva etti. Geceyi durmadan kovaladığı gündüze bürür O. Güneşi, ay'ı ve yıldızları emriyle ram eden O'dur. İyi bilin ki, yaratma da emretme de yalnız O'nundur. Alemlerin Rabbi olan Allah'ın şanı ne yücedir!" "De ki: "Size gökten ve yerden rızık veren kimdir? Yahut o gözlere ve kulaklara malik olan kimdir? Ölüden diriyi çıkaran ve diriden ölüyü çıkaran kimdir? İşleri yerli yerince kim yönetiyor?' Hemen 'Allah' diyeceklerdir. De ki: 'O hâlde (O'na isyan etmekten) korkmaz mısınız?"
Uluhiyet Tevhidi
"Ey kavmim Allah'a ibadet edin. Sizin için O'ndan başka ilah yoktur."(7/A'râf, 59) Bu ayette 'Sizin için başka ibadet edilecek yoktur.' demek yerine "...ilah yoktur." denmiştir. Bu da: Kur'an'ın ıstılahında 'İlah' ve 'ibadet edilenin' eş anlamlı olduğunu gösterir. O zaman uluhiyet tevhidinin içeriği, kulun fiillerini ve bu fiillerinin sadece Allah'a yapılmasını ve sadece Allah için olmasını incelemesidir. Uluhiyet tevhidinin daha net anlaşılması için ibadet kavramının anlaşılması lazımdır. Çünkü bu tevhidin özü, ibadette Allah'ı birlemektir.
27 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.