Ines: Korkup da ne yapacağım? Korku, eskiden, daha umudumuz varken işe yarıyordu.
Garcin: (yavaşça) Artık hiçbir umut yok, ama biz hala eskiden’i yaşıyoruz.
-Niye korkayım ki? Korku , eskiden, henüz umudumuz varken işe yarar bir şeydi.
+Artık umut yok, ama biz hala eskiden`i yaşıyoruz. Biz daha acı çekmeye başlamadık Matmazel.
2040 yılındaki tarih kitabından bu günleri okuyan kardeşim,
Evet dediğin gibi bir skim yapamadık. Hiçbir halta yaramayan, suratına tükürülmeye bile tenezzül edilmeyecek aciz, asalak, boş beleş bir topluluğuz. Gözümüzün önünde katledilen insanlığımıza karşı tweet atmaktan başka hiçbir şey yapamadık. Tarihin bu acı gerçeklerini bir şamar gibi yedik suratımıza. Ne kadar geri gittiğimizi, Allah katında ne kadar aşağılarda olduğumuzu, bu rezil kepaze dünyanın içine ne kadar battığımızı gördük. Gazzeli çocuklar bizi affetmeyecek, Tarih bizi affetmeyecek, umudumuz acizligimiz odur ki Allah bizi affeder ve o okuduğun günlerden sonra üstümüze serpilmiş bu ölü toprağını inşallah atmışızdır. Ama sen yine de ağzına ne geliyorsa söyle bize kardeşim. En çok elinde imkan varken hiçbir şey yapmayanlara söv, bana da iki çift laf mutlaka et. Biz bu kadarmışız kardeşim, gördük, ibret aldık ve başımız yerde.
Ne bu anlam verme savaşı? Neyin acalesi? Hissettiğimiz korkular sebebi ne bunların? İnancımız varken bazen iyi olacağına bazen yaratıcıya bazen evrene ama umudumuz varken hissettiğimiz bu boşluk neden ? İnsan ne kadar süre böyle olursa hayatından vazgeçer? Yaşamak ne zaman yaşanılmaz hale gelir..?