Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“Zamanların en iyisiydi hem de en kötüsü. Akıl çağıydı, hem de budalalalık çağı. İnanç çağıydı aynı zamanda, hem de inkâr çağı. Bir taraftan aydınlık, bir taraftan da karanlık bir mevsim yaşanıyordu. Umudun baharıydı, yetişin kışı. Her şeyimiz vardı ama hiçbir şeyimiz yoktu. Hepimiz doğruca cennete gidiyorduk, hem de cehenneme. Kısaca o çağ bu devre öyle benziyordu ki sesi en çok çıkan otoriteler iyisiyle kötüsüyle ikisinin mukayesesinin, sadece üstünlük bağlamında yapılmasında ısrar ediyorlardı.”
Ey Vefa arayan rüyanın sesi Sendendir umudun filizlenmesi
Sayfa 77
Reklam
Gelmiş geçmiş en iyi günlerdi, gelmiş geçmiş en kötü günlerdi; hem bilgelik çağıydı hem ahmaklık; hem inancın devriydi hem şüpheciliğin; hem Aydınlık hem Karanlık bir mevsimdi; umudun baharı, umutsuzluğun kışıydı; hem her şeyimiz vardı hem hiçbir şeyimiz yoktu; hepimiz ya doğruca Cennete gidecektik ya da tam aksi istikamete -özetle; şu an içinde bulunduğumuz döneme öyle benzer bir dönemdi ki dönemin, sesi en çok çıkan otoriteleri bu günler hakkında - olumlu anlamda da, olumsuz anlamda da- ancak ve ancak "en" sözcüğü kullanılarak konuşulabileceğini iddia ediyorlardı.
Sayfa 3 - Kültür yayınları
Ölümün Sesi
Ölümden bir işaret var her şeyde Ölümün sesini duyuyorum şarkılarda, türkülerde: - Kışlanın önünde redif sesi var Namluların ucunda ölümün sesi! - Bir ay doğdu geceden oy oy Karanlığın ağzında ölümün sesi! - Erzurum dağları kar ile boran Vadilerin koynunda ölümün sesi! - Ezo gelin durmuş bakar yollara Umudun ardında ölümün sesi!
Erdem Bayazıt
Erdem Bayazıt
Zamanların en iyisiydi hem de en kötüsü. Akıl çağıydı, hem de budalalık çağı. İnanç çağıydı aynı zamanda, hem de inkar çağı. Bir taraftan aydınlık, bir taraftan da karanlik bir mevsim yaşanıyordu. Umudun baharıydı, yeisin kışı. Her şeyimiz vardı ama hiçbir şeyimiz yoktu. Hepimiz doğruca cennette gidiyorduk hem de cehenneme. Kısaca o çağ bu devre öyle benziyordu ki sesi en çok çıkan otoriter iyisiyle kötüsüyle ikisinin mukayesesinin, sadece üstünlük bağlamında yapılmasında ısrar ediyorlardı.
Gelmiş geçmiş en iyi günlerdi, gelmiş geçmiş en kötü günlerdi; hem bilgelik çağıydı hem ahmaklık; hem inancın devriydi hem şüpheciliğin; hem aydınlık hem karanlık bir mevsimdi; umudun baharı, umutsuzluğun kışıydı; hem her şeyimiz vardı hem hiçbir şeyimiz yoktu; hepimiz ya doğruca cennete gidecektik ya da tam aksi istikamette -özetle; şu an içinde bulunduğumuz döneme öyle bir benzer bir dönemdi ki dönemin, sesi en çok çıkan otoriteleri bu günler hakkında -olumlu anlamda da, olumsuz anlamda da- ancak ve ancak “en” sözcüğü kullanılarak konuşulabileceğini iddia ediyorlardı.
Sayfa 3 - kitabın başlangıç paragrafıKitabı okudu
Reklam
Bir umudum olsa diyorum, açsam gözlerimi araratın eteğinde, savursam tüm düşlerimi bayırdan yokuştan öteye, ellerimle kucaklasam baharı, Dersimden öte yol olsam,uzasam dicleye , suyun sesi mi dersin? umudun rengi mi dersin ? neylersin bir güz akşamı hasreti öptüm alnından , serin bir yaz günü çıka gelirim , beni tutsak eylersin .
1.000 öğeden 651 ile 660 arasındakiler gösteriliyor.