Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Ünal Babur

Ünal Babur
@unal_1994
Ünal Babur bir yorumu yanıtladı.
165 syf.
·
Puan vermedi
Allah'ı Tanımak
Allah'ı TanımakMuhammed Cevad Bahuner
7.5/10 · 10 okunma
Əli okurunun profil resmi
Maşallah kardeşim işık gibisin, durmuyorsun.Ya Ali ✌✊
Ünal Babur okurunun profil resmi
Estağfurullah kardeşim, ilmin sahibi Allah’tır, Allah cümlemizi ilmiyle şereflendirsin inşallah. Bilmukabele.
1 sonraki yanıtı göster
Reklam
Ünal Babur yorumladı.
¶¶ Keşke okulda, okuyun da iyi yerlere gele bilesiniz yerine, Allah rızka kefildir deselerdi. O, zaman bu kadar çıkarcı olmazdık... ¶¶
Hatice

Hatice

@Hatice019
·
07 Haziran 2021 18:15
Doğu ve batı eğitim ve öğretim sisteminde eğitim ve öğretim bir meslek olarak yaşam giderlerini karşılamak için ve bir makam bulmak içindir. İslami eğitim ve öğretimde eğitim ve öğretim bir ibadet sayılır.
Sayfa 149Kitabı okudu
Ünal Babur okurunun profil resmi
Maalesef rekabetçi eğitim anlayışı ve çocukları başkalarıyla kıyaslayan ebeveynler, hırslı, maddî dünyanın esiri ve tamahkâr bir nesil meydana getiriyor. İlmi, Allah’a yakınlaşmak yerine dünyevi arzuların karşılanması için öğrenen gençler dediğiniz gibi çıkarcı oluyor…
Ælvin okurunun profil resmi
Allah razı olsun, çok güzel ifade etdiniz qardaşım
Ünal Babur bir yorumu yanıtladı.
Maide/3
Dinin kemale erdiği gün hangi gündür? Yukarıdaki cümlede tekrarlanmış “elveyn” (bugün)kelimesinden maksat nedir? Şia müfessirlerinin tümünün kendi kitaplarında getirdikleri, Ehl-i Dünnet ve Şia kanalıyla nakledilmiş birçok rivayetlerde teyit edilen ve aynı zamanda bu sürenin muhteviyatı ile de tamamen uyum içinde olan görüşe göre, bu kelimeden maksat “Gadir-i Hum” günüdür. O gün ki, İslam Peygamberi (s.a.a) Emir’el Müminin Ali (a.s) resmen halife getirdi. İşte o gün, İslam dini nihai tekamülüne ulaşmış ve kafirler ümitsizlik dalgaları arasında boğulmuşlardı. Zira onlar, İslam’ın şahsa bağlı olduğunu düşünüyorlar, Peygamber(s.a.a)’in dünyadan ayrılmasıyla bu dinin de yavaş yavaş etkisini yitireceğini ve önceli duruma yeniden dönüleceğini bekliyorlardı. Ancak Peygamber (s.a.a)’den sonra ilim, takva, kudret ve adalet yönünden Müslümanlar arasında eşi benzeri olmayan bir zatın Peygamber (s.a.a)’in halifesi olarak seçildiği ve kendisi için Müslümanlardan biat alındığını müşahede ettikleri anda, İslamın geleceği konusundaki ümitsizlik bütün vücutları sardı ve anladılar ki, bu yüce din köklü var payidar bir dindir.
Sayfa 521
Bu yorum görüntülenemiyor

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Berlin Hür Üniversitesi’ne mensup bir öğretim üyesi, bildiri esnasında 15. ve 16. yüzyılların Türk korkusu yüzünden Avrupa’nın felaket çağları olduğunu; günümüzde de bu korkunun farklı bir renkte, içerikte tekrar nüksettiğini dile getirdi. Çay molasında özür dileyerek, Türklerle şahsî bir derdi olmadığını, yalnızca vâkıayı tasvir ettiğini bildirdi ve “Ne olacak bu memleketin hâli?” kabilinden bir soru sordu. Kendisine Michael Mann’ın cümlesini söyledim: “ Avrupa eliti isteyebilir; ama vicdanı henüz hazır değil.” Peki, Avrupa’nın vicdanı ne? Bunu da Avusturya’daki Salzburg Katolik Üniversitesi’nin -ve daha birçok yerde ve muhtevâda- müfredat programındaki ders adında görmek mümkün: Terörizmin İslâmî kökenleri.
Ünal Babur okurunun profil resmi
“Bir medeniyetin tarih ve medeniyet perspektifinde yoksanız vicdanında da karşılık bulamazsınız.”
Manâ, anlam-değer, maneviyat, vicdaniyat, adı her ne olursa olsun kısaca insan, saf adedî veya hendesî ölçüye vurulabilir bir yapı değil, tersine yaşayan-canlı bir örüntüdür. Bu nedenledir ki, insanı bir makine gibi gören, akabinde toplumu kimyevî bir alaşım gibi tasavvur ederek üzerinde hendesî işlemler gerçekleştirebileceğini varsayan toplum-bilim/sosyoloji geleneği taklitçilerinin, toplum mühendisliği adı altında anlam-değer dünyasını -en hafif deyişle- dikkate almaksızın insan üzerinde operasyon yapmaya kalkışmaları, anlamaya değil açıklamaya çalışmaları - yine en hafif tabirle- insan onurunu zedelemek demektir. Hem modern kimyanın hem de bu kimyayı toplum çalışmalarında kendine örnek alan sosyolojinin Fransız toplumunda ortaya çıkması tarihî bir tesadüf değildir. Modern bilimsel zihniyet Evren’i anlamdan, büyüden ve ara-varlıklardan arındırma sürecini giderek bireye, topluma ve siyasete de taşımış; böylece insanı da mekanik-deneysel-matematiksel yeni doğa felsefesinin bilme yöntemine mahkûm etmiştir.
Ünal Babur okurunun profil resmi
Yazar, Auguste Comte’nin sosyal bilimlere dair metodolojisine ve materyalizme bir reddiye mahiyetinde bir paragraf yazmış.
36 öğeden 1 ile 5 arasındakiler gösteriliyor.