Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hayat, üç nokta bir ünlem ve sayısız soru işareti demek. Tadını çıkarmalı.
Yasin Elbir
Yasin Elbir
“İnsanoğlu bir gün; virgülü kaybetti: Söyledikleri birbirine karıştı. Noktayı kaybetti: Düşünceleri uzayıp gitti, ayıramadı onları.
Reklam
Cemal Süreya’nın dediği gibi; “Ne kalem yazabildi halimizi ne de cümleler anladı bizi ünlem şaşkın, virgül eğri bir noktaya gizledik dertlerimizi..”
Ne kalem yazabildi halimizi. Ne de cümleler anlatabildi bizi. Ünlem şaşkın. Virgül eğri. Bir noktaya gizledik derdimizi...
Bir Gün İnsan Kaybetti
Birgün insan virgülü kaybetti; o zaman zor ve uzun cümlelerden korkar oldu ve basit ifadeler kullanmaya başladı; cümleleri basitleşince düşünceleri de basitleşti. Sonra ünlem işaretini kaybetti; alçak sesle ve ses tonu değiştirmeden konuşmaya başladı. Artık ne bir şeye kızıyor, ne de bir şeye seviniyordu. Hiçbir şey onda en ufak bir heyecan uyandırmıyordu. Bir süre sonra da soru işaretini kaybetti ve artık soru sormaz oldu. Hiçbir şey onu ilgilendirmiyordu; ne evren, ne dünya, ne de kendi apartmanı umrundaydı. Birkaç yıl sonra iki nokta işaretini kaybetti ve olayların nedenlerini başkalarına açıklamaktan vazgeçti Ömrünün sonuna doğru elinde yalnız tırnak işaretleri kalmıştı. Kendine özgü tek düşüncesi yoktu. Yalnız başkalarının düşüncelerini aktarıyordu. Düşünceyi unuttu ve böylece son noktaya erişti. Bütün bunlar çok güzel bir öyküdür. Fakat ufak şeylerin hayatta ne kadar kıymetli olduğunu göstermez mi? A. Kanevsky “Düşünce Atlası”
Olduramıyorum, yapamıyorum bir şeyleri. Neyi diye sormayın. Onu bile bilmiyorum. Hayatımın kontrolü ellerimin ucunda sanki, tutamıyorum. Gücünü kaybediyor parmaklarım. Bırakmaması için ikna etmeye çalışıyor beynim. Kalbim desen hissetmesi gerekleri pompalıyor. Bırakırsa hepimiz biteriz, diyor vücudum. Zihnim gürül gürül akan bir şelale misali, arkada açık kalan, bilgisayarın şarjını yiyip bitiren o sekme gibi; hep çalışıyor. Durdurmaya çalışıyorum, yok olmuyor. Zihnimden akan düşünceler durmuyor. Sonra anlıyorum nedenini. Noktayı kaybetmişler. Her yeri aramışlar; yastıkların altını, koltukların kenarlarını, o el girmeyen çekmeceye bile bakmışlar ama yalnızca çekirdek kabuğu ve bir sayfa not bulmuşlar. Çekirdek kabuğunu koltuğun o el girmeyen ama çerezler için özel bir kontenjanı olan o aralıktan bulmuşlar. Not kağıdını ise o el girmeyen çekmeceden bulmuşlar. Evin genç kızı yazmış. Orada bulunamayacağını düşünmüş belli ki. O da olmuramamış olacak ki taşmış kağıda. Ne yaptılarsa bulamamışlar noktayı; virgül varmış, ünlem varmış, noktalı virgül, iki nokta üst üste bile varmış ama nokta yokmuş. Aman aman iki nokta üst üste en tehlikelilerden. Hep bir açıklama bekler. Düşünceler akar da akar. Soru işaretini hiç sorma. Önce soru sorar, tatmin olmaz cevaptan bir daha bir daha… Ahaa! En iyisi üç nokta. Devamı var ama sonra.
Reklam
- Öyle Seviyorum Ki Seni -
Ansızın karşılaştığım bir şiir gibisin. Dudağımın kenarına kelebek konmuş da uçacak diye korkar gibi seviyorum seni. Huzuru bilen ünlem de gizler gibi, bir korkunun elle tutulur yanı gibi seviyorum. Kiralık ölüm, ilk atlas, son coğrafya gibi. İzinsiz, aykırı, esasen ezber bozan bir şekilde seviyorum seni. Hasadını kaldıran gururlu bir çiftçinin alnında ki teri, yalıtılmış bir hayatla bağdaşır aşk ile seviyorum seni. Çok gizli bir yan tesir taşıyor, aciz bir kaygı, bir gölge gibi ortalıkta dolaşıyor içimdeki aşk... Anlatılmaz ve her bakışta imkansız! Velhasılıkelam, ''Hiç görmeyen ama hep bakan görme engelli gibi çıkarsız bir ruhla seviyorum seni.''
Nöroşirürjiyen Lansman Hediyesi
"Kitabı merak ediyorum" diyorsan yapman gereken: iletiyi beğenip, yorum kısmına "nokta, virgül, ünlem, soru işareti veya gülen surat emojisi, sırıtkan emoji" bile olabilir.. Gerisi tamamen bahtına. Kitap şuan basım için matbaada ve asgari matbaa süresi 15 gün. Yazar nüshâlarım elime ulaşır ulaşmaz, çekilişi yapıp kazanan iki kişiye bilgi vericem. Kitaplarla ve mutlu kalın..
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.