Hatırlamak lanettir, unutmamak felaket. youtu.be/Z5jmLgz6aIw
Buraya yazdığım bazı metinler ne yaşadığımı unutmamak için
Reklam
Bunu unuttukça sana geleceğim ama bunu unutmamak için de sana geleceğim. 151.
Üzüntü= Akciğerlerinizi Aşırı düşünce= Dalağınızı Kaygı= Midenizi Nefret, Kırgınlık= Kalbinizi Yalnızlık= Tiroit bezinizi Geçmişi unutamama= Safra kesenizi Korku, endişe= Böbreklerinizi Kafaya takma= Sindirim sisteminizi Kızgınlık, Sinir= Karaciğerinizi YORAR.
Biz Burada İyiyiz
Yaşananların ardından yaşadığın şehirden fersah fersah uzaklaşsan da hafıza denilen meret sana hiçbir şeyi unutma imkânı vermez. Aksine seninle birlikte sürüklenir her bir hatıra, birkaç eşya ile sıkış tepiş doldurduğun valizine çöreklenir. Yasemin, Ali ve Eren yaşadıkları olayların ardından bir eksik olarak güneşin yüzünü göstermediği Berlin'e gidiyorlar. İstanbul'un onlarda bıraktıkları hatıralar buruk, acı, trajik ve kayıp. Kaçıyorlar tüm yaşanmışlıklardan ama öğrenecekler ki Berlin'e kaçmak için değil kendilerini bulmak, unutmak istedikleri hatıralara daha sıkı sarılabilmek için bu uzaklık. Berlin'e sığınsalar bile üçününde hayatında kalıcı izler bırakan hatıraları var. Yasemin, hayatı boyunca hep sevdiklerinin yokluğu ile sınanıyor. Tam çoğalacağım, yeni bir 'umut' doğuyor derken bu kez geri dönmemecesine hayata karışıyor. Ali'nin de hayatında kaybı var ama gruba dahil olduğu gün hayatlarını değiştiren ve hep dinleyen. Eren, üretken bir yazar olarak yaşananları unutmamak için kaleme alan ve sonunda grubu ikiye bölen. Geçmişin hayaletleri yakalarından düşmüyor. Eren, yaşadıklarını kaleme alarak ölümsüzleştirirken elinizde tuttuğunuz kitaba dönüşüyor hikâyeleri; Biz Burada İyiyiz. Barbaros Altuğ, arkadaşlığın birleştirici ve iyileştiren yönünü gösterirken Gezi Parkı olaylarını da hikâyesine yediriyor. Samimi bağlardan, politik olaylara hayatın içinden bir eser sunuyor. Okurken okuru kendi gençlik yıllarına götürüyor, eksikleri, fazlalıkları, unutulmaya yüz tutmuş ama hala belleğimizde taze bir şekilde yerini koruyan hatıraların peşine düşürüyor. Canıgönülden tavsiyemdir.
CAN BOĞAZDAN GELİR İnsanın yiyeceğine önem vermesiyle güçleneceğini veya yemeden yaşamanın mümkün olmayacağını anlatmak için “can boğazdan gelir ya da geçer” deriz. Sağlığımız için gerekli besinleri vaktinde ve yeterince almamız hayati önem taşımaktadır. Bu atasözünü de bu meseleyi önemsiz gören insanları uyarmak için kullanırız. Sağlıklı ve dengeli beslenmenin ölçüsü, vücudun gereksinim duyduğu gıdaları yemektir. Elbette yemek yerken vücut buna gereksinim duyuyor diyerek tıka basa yemek yemek de doğru değildir. Her ne kadar can boğazdan gelse de aynı canın boğazdan çıktığını da unutmamak gerekir. Burada önemli olan Allah’ın helal ve temiz kabul ettiği şeylerden yemek ve israfa kaçmamaktır. Allah (cc) aşırılıktan uzak duran, ölçüyü kaçırmayan ve haddini aşmayan kullarını daha çok sever. O hâlde bu sevgiyi kazanmak için sadece bedenimizi beslemeyelim. Ruhumuzun gıdası olan namaz, oruç gibi ibadetleri emredildiği şekilde yapalım ki beden ve ruh sağlığımız bozulmasın. Sofralarımız zengin, gönüllerimiz engin olsun. Diyanet İşleri Başkanlığı
Reklam
1.000 öğeden 731 ile 740 arasındakiler gösteriliyor.