Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Anlatabileceğim hiç bir şey yok hayatımda. Hissettiklerimin, sizin bahsettiğiniz şeylerden farklı olmaları onları sizin duyabileceğiniz ilginç şeyler yapmıyor. Adına tecrübe denilen bir çok deneyimim oldu. Her defasında sonuç büyük bir anlamsızlık. Değer verdiğiniz tüm eşyalar bana ağırlıktan başka bir şey hissettirmiyor. Büyük bir çabayla, olmadığınız insanların hayatlarını yaşamaya çalışmanızdan iğreniyorum. Gösterişli değil bendeki hayat. Basit ve sıradan. Kişilik bir anlam ifade etmiyor modern zamanlarda. Gördüğüm herkes neredeyse aynı şeyleri anlatıyor ve aynı saçma kaygıları dillendiriyor. Ömürlerini bir eşyaya sahip olmak için heba ediyorlar. Bir saatin dönüşünü takip ederek geçirilen mahkumiyetler. Biyolojik hiç bir düzen kalmadı ne hayatın içinde ne de bedenlerimizde. Acıkınca değil saati geldi diye yeniyor yemekler. Uykumuz geldiğinde değil uyumamız gereken saatte yatağa giriliyor. Uyanmadan kalkıyoruz yataktan. Nasıl anlamlı olsun böyle bir hayat. Bir evin, barınma gereksinimini giderdiği bir çağda yaşamıyoruz. Bir eşyanın yeterliliği hiç bir zaman yeterli olmuyor. Daha iyisini tüketmek daha iyi bir yaşam zannediliyor. Eşyaları üretenlerin bizlere ilk sattığı ona olan sahte ihtiyaç duygusu. Artık insanların ağızları değil, eşyalarının markası konuşuyor. Saygı bireye değil, onun sahip olduğu eşyalara veriliyor. Açlığımız hiç bir zaman dinmeyecek.
Uykumuz yok amma perişan değiliz çok şükür :))
İnsanIardan ümit ve uykuyu aIın, onu dünyanın en bahtsız ve en perişan insanı haIine getirmiş oIursunuz. ImmanueI Kant
Reklam
#ziyanı yok#
şimdi usulcacık ürpersek, kara gece uykumuz kaçacak kadar delik üstümüz çimensiz tepeler gibi bereketsiz, örtüsüz, serin; ziyanı yok, nasıl olsa gönlümüzün çayırları ipekten, bakışımız lekesiz.
KİTAP OKURKEN NEDEN UYKUMUZ GELİR?
Beynin yakıtı glikozdur. İnsan bedeni glikozu depolamaz, ihtiyaç hâlinde üretir. Bu üretim işlemi yaklaşık 20 dk sürer. (3-4 saat yetecek kadar) Kitap okurken, cânım beyin kıvrımlarımız, gözlerimizin gördüğü harfleri mikrosaniyeler içinde deşifre edip görme merkezine iletir. Harflerin her biri orada hece, kök, sözcük, cümle ve paragraflara dönüştürülür. Beyin tüm bunları yaparken bir yandan da işimizi kolaylaştırmak adına okuduklarını gözümüzde canlandırmaya çabalar. Yine metnin kalanıyla ilgili olasılık hesaplamalarına gider, bazen duygularla bazen geçmiş kayıtlarla bağ kurar, vesaire... Her ne kadar kitap okurken fiziksel durağanlık içinde olsak da tüm bu analitik işlemler zinciri esnasında çok fazla ve çok hızlı çalışan beynimiz, yüksek oranda efor sarf eder. Var olan glikoz kırıntıları, kitap okumaya başladıktan sonra max.5 dk. içinde tükenir. Dolayısıyla organizmada şiddetli bir şekilde glikoz ihtiyacı hasıl olur; minnak beyin hücrelerimizi bir telaş alır. "Glikoz da glikoooz!!!" diye ortalikta 3,5 atarlar. Beyin bu ihbarı alınca derhal ön panele 👀 güvenlik şeridi çeker, işi yavaşlatır. (Uykumuzun geldiğini zannettiğimiz andır. 😴💤 ) Zira o an zihnin öncelikli işlevi kitap okumak değil, okuduğunu yorumlayabilecek glikozu üretmek olmuştur. Hemen kalkıp 1 kaşık 🍇 pekmezi veya hurma, kuru incir, kayısı kurusu vb. yer ve birkaç adım atarsanız glikoz deponuz 20 dk.dan daha hızla dolmaya başlar, dolunca da geçici uyku hâli yok olur, 🤓 gibi bakarsınız. Not : Uykusuna yenik düştüğü için kitap okuyamayan birey yoktur; beyninin glikoz üretimini beklemeyen/desteklemeyen birey vardır. 😉😉
Uykumuz hep var ama şimdi yok ... çok garip
Sahi neden uyumuyoruz? Gerçekten uykumuz mu yok? Yoksa uyutmayanımız mı çok!
Reklam
Çok düşünmek mi uykuyu kaçırıyordu, uykumuz kaçınca mi yok düşünüyorduk hangisi?
Gece uykumuz kaçtığında tavanı izleyecek kimsemiz yok
uykumuz var bizim
Ah, kimselerin vakti yok Durup ince şeyleri anlamaya
Gülten Akın
Gülten Akın
Uyumayanlara...
Şekersiz çay gibi bu gece de... Çünkü uykumuz yok.!
109 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.