Bunlardan İbn Şahin velLâlikâ'î, Sa'id b. Cübeyr'in şöyle dediğini nakleder: 'Hiç bir söz işsiz makbul olmaz. Hiç bir söz ve iş, niyetsiz makbul değildir. Hiç bir söz, iş ve niyet, sünnete uygun olmadıkça kabul edilmez.", Hasan-ı Basrî ise "İmân ne temenni, ne de kuru iddiadır. Fakat o kalbe yerleşen şeyin amelle doğrulanmasıdır, "İstediğiniz kadar çok ilim öğreniniz, amelsiz ilmin hiçbir değeri yoktur." derken, Abdulkadir Geylânî'de: "Farz ibadetleri terketmek zındıklıktır. Mahzurlu şeyleri yapmak ise ma'siyettir. Hallerden herhangi biriyle hiç bir kimsenin üzerinden farzlar kalkmaz." demektedir.