Alışılagelen tanımlar, zenginliğin sadece çok boyutlu niteliğini değil, aynı zamanda ailesel ve kolektif boyutunu da yok saymaktadır.En yaygın tanımlar, servet denince bir adamı, bir hanedan kurucusunu, büyük patronu, becerikli ve girişimci işadamını anlatır.Zenginliğin bir kolektif sürecin meyvesi olmasına rağmen basın da kişilere vurgu yapar.Sürdürmek ve dönüştürmek için servetin bir aile ya da gruba dayandırılması gerekiyor, AMA SERVETİ OLUŞTURMAK İÇİN DE BENZERLERİNİ HAREKETE GEÇİREN ETKİN AĞLAR VE DAYANIŞMALAR ORTAYA KOYULMASI GEREKİYOR.İş dünyasını acımasız bir dünya, orman kanunlarının işlediği bir ''Vahşi Batı'' gibi tanımlamak bazen edebi kalemle söylendiği gibi ''dostane olmayan'' şu ya da bu çıkarın medyatik sunumuna denk gelebilir.Vuitton ailesi ile Bemard Artault ailesi arasındaki lüks seyahat çantası piyasasının kontrolü için yapılan çekişmenin çarpıtılarak anlatılması, iş dünyasının böyle tanınmasına yol açtı.Ancak bu algılama, grup için çok daha temel, çok daha esas olanı yani HAYATÎ ÇIKARLAR TOPLULUĞU BİLİNCİNİ UNUTTURDU. PATRONLAR ÖRGÜTLENMESİNİN GÜCÜ bunun göstergelerinden biridir.MİCHEL-MONİQUE PİNÇON