Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.26
Yazarın kitaplarını hep sevmiştim zaten ama bu serinin yeri apayrı. Öyle ki bana kendini tekrar tekrar okutuyor.
Melez Sözleşmeleri'nin ilk kitabı Melez'de çoğu okurda olduğu gibi benim de gözüme Vampir Akademisi ile olan benzerliği battı. İlk bölümler "Ben Vampir Akademisi'nden esinlendim!" diye bağırıyordu resmen. Ama okumak isteyenler rahat olsun, devamında seri özgünlüğünü kazanmaya başlıyor.
Ana karaktere gıcık olacağınız anlar olabilir ama ben çoğu kişinin kolayca bağ kuracağı bir karakter olduğunu düşünüyorum. Hata yapmaya müsait, biraz (!) asabi, tüm bunların sebebi olarak çokça aptal cesaretine sahip bir karakter. Tıpkı fantastik bir kitabın baş kahramanından beklendiği gibi. Kitap birinci şahıs anlatımıyla yazıldığı için karakterle empati yapmakta zorlanmıyorsunuz ve tüm bu eylemleri insanın gözüne anlaşılabilir gelmeye başlıyor.
Seri Yunan Mitolojisi başlığı altında Safkan-Melez çatışmarını, İblislere karşı verilen savaşı ve baş karakterin tüm bunların ortasında yaşadığı mücadeleyi anlatıyor. Elbette her mitolojide olduğu gibi bu seride de kehanetler peşimizi bırakmıyor ve karakterimizi zor kararlar almaya itiyor.
Eğer Yunan Mitolojisi konulu kitapları seviyorsanız Melez kitabına ve serinin kendisine bir şans vermenizi tavsiye ederim. Zaten ilk kitabı okuyanlar seriye devam etmek isteyecektir, bundan eminim.
Sevgiyle, saygıyla, huzurla ve kitapla kalın.
Melez Sözleşmeleri Serisi ikinci kitabı Safkan'da, Vampir Akademisi ile olan benzerliğini tamamen üstünden atıyor, orijinalliğini kazanıyor ve olaylar derinleşmeye başlıyor. Serinin ikinci kitabı tam anlamıyla iniş-çıkışlarla dolu. Bir an sakince okurken hemen ardından kendinizi kanlı bir aksiyonun içinde bulabiliyorsunuz. Hele de kitabın ortalarından sonra bitene kadar bırakasım gelmedi benim. İlk kitap Melez'in incelemesinde de yazdığım gibi, yazarın kitaplarını çok severim ama bu serinin yeri apayrı. Seriyi daha önce okumuş olsam bile aynı heyecanı, aynı şaşkınlığı, aynı kahkahaları, aynı öfkeyi tekrar tekrar yaşatıyor bana.
Ana karakterimiz, ilk kitap Melez'de yaşadığı zorluklardan sonra Safkan'da daha beterleriyle karşılaşıyor. Verdiği kayıpların üzerine bir de yaşananlardan sorumlu tutuluyor ve yetmezmiş gibi kitabın sonunda işler iyice çığırından çıkıyor. Kahramanımızın önceki kitapta göze batan aşırı davranışlarını törpülemeye başladığını, daha doğrusu buna zorunda kaldığını görüyoruz. Sadece ana karakterimiz değil, yardımcı karakterler de gelişim gösteriyor ve daha önemli olaylarda sahne almaya başlıyorlar.
Kehanetler, imkansız aşkın hüznü, zorunluluklar, katı kast sistemi kuralları, kurulan tuzaklar ve kanlı iblis saldırılarından sonra kitabın sonu öyle bir yerde bitiyor ki, üçüncü kitaba başlamak için kısa bir nefes almayı düşünmüyorum bile. Safkan'ı da Melez kadar okumanızı tavsiye ediyor ve üçüncü kitap Tanrı'ya doğru kaçıyorum yavaştan. :)
Sevgiyle, saygıyla, huzurla ve kitapla kalın.
Rose ve Lissa, uzun zaman önce öğrenim gördükleri, bir vampir okulu olan Aziz Vladimir Akademisi’nden kaçar. Bu kaçak yaşamları fazla uzun sürmez, gardiyan Dimitri önderliğinde yakalanırlar ve tekrar akademiye götürülürler.
Üç çeşit vampir vardır. Moroiler en asil vampir türü. Kraliyete moroiler hükmediyor. Aynı zamanda moroiler, dört elementten birinde zamanı geldiğinde uzmanlaşabiliyor. İkinci olarak dampirler var. Dampirler, bir insan ve vampirden türediği için çok dayanıklı varlıklar oluyor. Dampirler akademide moroilerin gardiyanı olabilmek için eğitiliyor. Üçüncü olarak da strigoiler var. Bu tür ise şeytani bir varlık. Herhangi bir vampiri veya insanı kan için öldüren vampirler strigoi oluyor ve bir ölüm makinesine dönüşüyor.
Moroi prensesi olan Lissa ve bir dampir olan Rose’un akademideki maceralarını okuyoruz. Herhangi bir elementte uzmanlaşamayan Lissa hakkındaki gerçeği öğreniyoruz.
Yani kitap yorumuma gelecek olursak, yaşım 15-16 olsa hayranlıkla okuyabilirdim. Beni fazla etkilemedi bu kitap. Olaylar çok hızlı akıyor, çok da hızlı çözümleniyor. Her şey çok hızlı gelişiyor. Kesinlikle yetişkin yaş kitlesine uygun olduğunu düşünmüyorum, ama diğer kitaplarıyla ne hissederim bilmiyorum. Uzun yıllardır bu serinin kitaplarını arıyorum fakat hep tükenmiş oluyordu. En sonunda bir sahafta gördüm ve hepsini aldım. Seriyi bitirmek şart oldu benim için.
Merhaba Sevgili Arkadaşlar,
Kitap hakkında şu an yazacağım şey pek inceleme gibi değil de karşılaştırma gibi olacak belki ama okursanız sevinirim. Ve siz de okuduysanız düşüncelerinizi paylaşabilirsiniz.
Öncelikle kitap vampirler ve vampir avcılarını barındıran bir konuyu ele almış.
Ben Anne Rice kitaplarını, Alacakaranlık serisini, Gece Evi
Evet herkesin merak ettiği ve okuduğu, hatta çok sevdiği kitap benimde ellerimden geçti :D
Çok öncesinden aldığımız kitabı merak ediyordum, sonunda fırsat bulup okuyabildim. Seri dendiği kadar varmış, şahsen ben çok beğendim. Serinin devamı kesin gelmeli! Yazarın ilk defa bir kitabını okudum, diğer kitaplarına da bi el atmak lazım
Kitabı
Bu kitap ilk 2 kitaptan daha harikaydı ve git gide aksiyon ve heyecan artmakta. Daha önce okuduğum vampir kitaplarından ve vampir klişelerinden daha farklı ele almış vampirleri ve bu kitapta vampirlerin düşmanı kurtadamlar değil hayaletler!! Yazar vampirler için klişe bir düşman yerine yeni bir düşman yaratmış ve hayaletleri vampirlere düşman etmiş tabi neden düşmanlar ve neden anlaşamıyorlar bunun için seriyi okumanız lazım :D Gelelim kitabın konusuna; Evernight Akademisi'nden kaçan Bianca, Lucas ve Raquel Siyah Haç yani vampir avcılarının yanına sığınır fakat bu Bianca için çok tehlikeli bir durumdur çünkü kendisi bir vampir bunun içinde biran önce para biriktirip vampir avcılarının yanından ayrılmak zorundadırlar. Fakat işler bekledikleri gibi gitmez ve Siyah Haç bir olaydan sonra Balthazar'ı ele geçirirler ve Bianca'nın saklanmak gibi bir seçeneği kalmıyor. Ve Bianca hiç beklemediği biri tarafından ihanete uğraınca Bianca ve Lucas tekrar kaçmaya başlar fakat bu sefer peşlerinde hem Siyah Haç hem de Evernight Akademisi'nin liderleri hemde yeni edindikleri düşmanları vardır. Kitabı okurken yerimde duramadım heyecan ve aksiyondan çok çok iyiydi hele Bianca'nın başına gelenlerden sonra şimdi ne olacak diyip durdum. Bu kitapta Vic karakterine iyice bayıldım ne kadar rahat bir karakter ya :D ve Balthazar bu kitapta beni çok sinirlendirdi umarım diğer kitapta ona olan sinirim geçer.
376 syf.
7/10 puan verdi
Vampir Akademisi - Richelle Mead
7/10
Sizi Ölümsüz Düşmanlardan Koruyabilir
Lissa Dragomir, bir Moroi prensesi:
Sihir dünyasıyla arasında kopmaz bir bağ olan ölümlü bir vampir. Vampirlerin en vahşisi ve en tehlikelisi, ölümsüz
Strigoi'lerden her daim korunması gerek.
Lissa'nın en yakın arkadaşı Rose Hathaway'in damarlarında akan insan ve vampir kanının güçlü karışımı onu bir Dhampir yapıyor. Ve Rose kendini, arkadaşı Lissa'yı -genç kızı içlerinden biri yapmayı kafaya koymuş Strigoi'lerden koruduğu tehlikeli
bir hayata adamış.
Rose ve Lisaa, iki yıl kaçak özgürlükleri ardından yakalanıyorlar ve akademiye geri dönmek zorunda kalıyorçar. Rose, Dhampir eğitimine devam edecek. Lissa da zaten elit Moroi toplumunun Kraliçe'si...
Ve iki kız, Akademi'de yine birçok kalp kıracak.
Öncelikle bu seriyi daha önceden okumadığım için çok üzgünüm orta okulda veya lisede okusaydım bayılarak okuyacağıma eminim. Ki yine çok severek okudum. Filmini de keyifle izlemiştim zaten. Diğer kitapları da aşırı merak ediyorum.
Rose ve Dimitriye ba yıl dım. Filmde de çok sevmiştim elektriklerini ama kitapta da çok iyilerdi
Rose ve Lissa'nın dostluğuna bayılıyorum ya. Rose'un her şeyin önüne Lissa'yı koyması çok güzel..
İlk kitap olduğu için pek fazla vampirler yoktu dostluk, aşk üzerineydi. Yazarın dili akıcı olduğu için çabuk okunuyor filmle de hemen hemen aynı olduğu için zorlanmadım ama yine de biraz daha aksiyon olabilirdi sanki.. Serinin devamı için heyecanlıyım. Biraz olsun eski genç kurguları okumak isterseniz tavsiyedir..
Vampir severlerin veya fantastik severlerin seveceği türde bir seri!!
İlk kitabında hiç aksiyon yok diye yakınmıştım fakat bu 2. kitapta yazar aksiyon üstüne aksiyon yazmış o yüzden o tüm söylentilerimi geri alıyorum :D Bu kitaba bayıldımmm! Kitaptaki olayları ve sırları çözmeye çalışırken ne ara okudum, kitap ne zaman bitti hiçbir şekilde anlamadım. İlk kitabın sonlarına doğru Bianca'nın vampir, Lucas'ın ise Vampir avcısı olduğunu öğreniyoruz. Ne imkansız aşk ama! Akademide bulunan vampirlerin Lucas'ın vampir avcısı olduğunu öğrenmelerinden dolayı Lucas akademiden kaçıp Siyah Haç dedikleri vampir avcısı ailesinin yanına gider. Bu kitapta ne olursa olsun Lucas ve Bianca'nın bir araya gelmeye çalışmalarını okuyoruz ve tabi vampirler,vampir avcıları derken işin içine birde hayaletler yani Hortlaklar giriyor ve heyecan doruğa yükseliyor. Bianca Akademideki sırları çözmeye çalışırken diğer yandan Lucas ile hiçbir engelle karşılaşmadan buluşabilmek için Balthazar ile sevgili rolü yapmaya başlar ve tabi bu durum ikisini de birazda olsa yakınlaştırır. Balthazar'ın gönlü zaten Bianca'da olduğundan bu durum onun işine geliyor ikisinin sahnelerini heyecanla okudum tek kelimeyle harikalar :D bu kitapta Siyah Haç üyelerini tanıyor ve amaçlarını öğreniyoruz ve yazar Balthazar'ın geçmişinden bize bahsederek ve Bianca ile ikisini yakınlaştırarak benim gönlümü çalmayı başardı :D Ben Bianca'nın yerinde olsam Lucas'ı boşverip Balthazar ile beraber olurum. En azından Balthazar'ın sevgisi bana Lucas'ın aşkından daha inandırıcı geliyor. Neyse kısaca bu kitaba bayıldım :D
ilk kitaptan beri favori karakterim olan Balthazar'ı konu alan kitabı okumak bambaşkaydı resmen yazar Balthazar'a biraz daha aşık olalım diye yazmış bu kitabı :D Balthazar, Evernight Akademisi'nin insan öğrencilerinden Skye Tierney'yin yardıma ihtiyacı olduğunu öğrenince yardım etmeyi kabul eder fakat bunun bu kadar tehlikeli bir hal alacağı
Fantastik edebiyata dair okuduğum ilk seri olmakla beraber beni fantastik kitaplara derinden bağlayan seri. İstesem de eksik bir yön bulamam. Ayrıca, bunca sene sonra "Dimitri" hala kalbimde... Yani isim hafızası olmayan birinin bir kitap karakterini en az sekiz yıl geçmişken bile hatırlıyor olması... Güvenin bana, bu seri okumaya değer.
Filmi de çıkmıştı ama bana göre filmi tamamen çöp. Önce filmi izlemiş olanlar, seriyi filme bakıp değerlendirmeyin olur mu?
Bu aradaa güzel bir detay daha vereyim, serinin ilerleyen kitaplarında ortaya çıkacak önemli bir karakterimiz Türk. Ayrıca nazar boncuğundan falan bahsediliyor, o sayfalar çok hoşuma gitmişti, bayağı eğlenmiştim.