Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Dönüşüm
Dönüşüm
kitabın 72. sayfasında 'bay' samsa gregor'un ölümünden sonra ailecek yatak odasında yapılan küçük bir konuşmadan sonra odadan çıkıp 3 kiracı adamı kovuyor. diğer 2 kiracı adamın liderleri olduğunu anladığımız bir adam var ve bu adamın yandaşlarının el ovuşturmalarından anladığımıza göre bu adam kavgayı, olay çıkarmayı seven biri. 'bay' samsa kiracı adamların üzerine yürüyor. sy. 72: "kiracı adam, önce olduğu yerde hareketsiz kaldı ve sanki kafasındaki şeyler yeniden bir düzene giriyormuş gibi başını yere eğdi. sonra 'o halde gidiyoruz' dedi ve sanki aniden kapıldığı bu alçakgönüllülükle bu kararı için de izin istercesine bay samsa'ya doğru baktı" sonra onay alıp uzun adımlarla çıkıp gittiler vs vs. kiracı adamın her zamanki yaptığı gibi davranmadığını, kafasındaki bir kurnaz plan neticesiyle bir "alçak"gönüllülük yaptığını anlıyoruz. "anne" ve "baba"nın kitabın son cümlelerinde kızlarının evliliğini düşünürlerken bizim de aklımıza damadın kim olacağı geliyor.
uçsuz bucaksız nasıl sevilir öğrettin bana. parmak uçlarımla dokunmayı, kırmadan, korkmadan sevmenin tadını verdin kalbime.. şimdi senden başkasını sevmek midesizlik olur sevgilim. sen geldin ve gökkuşağı serpildi kararmış düşlerime, gülüşlerime. ve sen geldin sevgilim bir ömrün bir kişiye nasıl adanacağını gösterdik bu kente. adı unutulmuş ya da daha adı konulmamış hislere şahit oldu yeryüzü. bak bu öyle sıradan bir duygu değil, içimdeki sevgi bir ömre yetecek cinsten. içim içime sığmazken sen sığdın minik dünyama. koca bir aşk ve küçük bir hayal. müzikler daha da anlam kazanmış oldu. illegal düşüncelerim var aşka dair. korkulan, yasaklanan tüm hisleri yüklemek istiyorum kalbime.
Reklam
"Dünyada her iyilik unutulur, unutulmaz ya unutulur diyelim, hiçbir zaman, hiçbir insanın unutamayacağı bir güzellik var, o da bir insanın bir insandan gördüğü yürekten bir sevgidir."
Bana mutluluktan bahseden insanlar genelde hep mutsuz insanlardı, mutlu olan ise mutluluktan laf açmazlardı hiç çünkü onu yaşıyorlardı mutluluktan bahsediyorsak demek ki ortada bir sorun vardır… Ve sürekli durmadan bahsediyorsak daha da büyük bir sorun var ve yine bana mutluluktan hiç bahsetmeyenler de vardı onlar da mutluluğun ne olduğunu bilmeyenlerdi ya mutlu olamamışlardı ya da olmasını başaramamışlardı bana mutluluktan bahsedenler ve mutluluğu yaşayanlar mutluluk sensin ...
Hüsnü Bala
Hüsnü Bala
Gazel 371
1.Nâm u nişâne kalmadı fasl-ı bahârdan Düşdi çemende berg-i dıraht itibârdan Bahar mevsiminden ne bir ad ne de bir iz kaldı. Artık kırlarda, ağaç yaprakları itibardan düştü. 2. Eşcâr-ı bâg hırka-i tecrîde girdiler Bâd-ı hazân çemende el aldı çenârdan Bahçenin ağaçları (bir derviş gibi) soyutlanmışlık hırkasına büründüler. Sonbahar
Nisan değilse Mayıs. Olmadı Haziran. Perşembe değilse Pazar da olabilir. Yok ise eğer var da olabilir. Hiçbir yer ya da hiç kimse bâki değildir.
Reklam
Nisan değilse Mayıs. Olmadı Haziran. Perşembe değilse Pazar da olabilir. Yok ise eğer var da olabilir. Hiçbir yer ya da hiç kimse bâki değildir.
İnsan, vâr olmak için çalar hiçliğin kapısını. Hani, her şey zıddıyla mânâsına erişir ya işte öyle, insan dahi yitmek işin değil bitmek için değil gitmek için değil vâr olmak için yaşar. Yaşar da ömür heybesine hem yıl yaşını hem göz yaşını doldurur. Doldurur ki hem biriktirmiş de olur bir minvalde. Zira ders almak, farkına varmak, hakikate ermek için şöyle bir geriye dönüp bakmak gerekir. Bundan mütevellit, insan, ölmek için yaşar. Ölümü kazanmak, ölümü anlamlı kılmak, ölümü var kılmak, ölümle vâr olmak için yaşar. İsmi de cismi de silinse, kalmasa da hiçbir şey geriye, hoş bir sadâ bırakabilişse ardında, işte orada, bir ölümsüzlük filizleniverir, vâr oluş ırmağının kenarında. Sürç-i lisân etmişsek affola.
Kısa bir ömür pek çok şeyin ortak kaderidir. Fakat sen, ebediyyen var olacakmış gibi, ya her şeyden kaçıyorsun ya da her şeyi kovalıyorsun.
BANA GÖZYAŞI BORCUN VAR ! Adam genç kadına seslendi: - Bana gözyaşı borcun var! Genç kadın sordu: - Nasıl öderim?
Reklam
❓ ÜZERİNDE AYET YAZAN KOLYE,YÜZÜK TAKMAK DOĞRU MUDUR? 🚫Eğer ayet yazılı kolyeyi takma amacı korunmak/fayda içinse; temimedeki (muska)  işlev gibiyse bu şirktir. ❌Yani kolyeyi veya yüzüğü takan kişi bunun kendisini koruduğuna veya fayda verdiğine inanırsa bu şirk olur. ⭕️Örneğin; üzerine nazar duası yazıp boyna asmak gibi veya ayatel kursi yazıp
Public kinkiniz var sanırım ama kütüphane film izleyip sokuşmak için biraz fazla değil mi yeter ya
Ne zaman mutluluğa dair, bir şeyler yazayım desem.. Fırtına çıkıyor.. Yağmur yağıyor yüreğime üşüyorum. Umutsuzluğun serinliğimi.. Hayatın soğukluğumu bu.. Kalemimi dolduran bilmiyorum. Bir kırgınlık var hislerimde.. Bir burukluk oturmuş yüreğime.. Dünden yadigar,yarına miras.. Hayat unuttururmu.. Yoksa hep üşütür,dondurur mu.. Ya nasip diyorum..!!
Yıldızlar yanıyor. İçim buruk ve anılar hatırlanmak için çok eskiler. Yakın değilim yeryüzüne, ayaklarım değmiyor soluk mezar çiçeklerine. Karnımda bacaklarım, annemin hatırasından bürünürcesine çekilmiş göğsüme. Huzur, korku; adı ne bilmiyorum. Hangisi itti beni ufak, dengesiz, anlamsız bir c'ye? İçimi akan bir lav bürümüşse de donuk gözlerim. Kahve ve sarıya çalan silik beyazlar var. Sıradışı değilim hiçbir uzuvum ya da tam bir benle. Zira parçalanmış bir gecede çiçek açmasını bekliyorum. Oysa bu topraklar o kuytu mezarlarla bezenmiş. Hırsla yağsa bile yağmur kurumuş bu gri kemiklerde yeşermeyecek mavi umut. Çıplak, cılız çalılar serpiştirilmiş tepelere yine de her bahar hasadı bekliyorum. Lakin gördüğümden de küçüktü cehennem zira her soğuk taşta adımla sarsılıyorum.
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.