#şiirpostu Ahmed Arif ‘in “Otuzüç Kurşun” şiirini yazma hikayesi AHMED ARİF — Nasıl yazdım “Otuzüç Kurşun”u Olay 1942-43’te olmuş. Basına 1946’dan sonra yansıyor. Bir de fısıltı var. İlginç bir durumu da var bunun. Olayı parlamentoya getiren bizim süt dayımız Mustafa Ekinci. Diyarbakır milletvekili. Mustafa Ekinci delikanlı iken sürgüne gitmiş.
Varlık Vergisi
Varlık vergisi, mükellefin bütün servetinin katbekat Üzerindeydi. 1941’de Ülke gelirinin üçte biri varlık Vergisiydi.
Reklam
CUMHURİYET BAYRAMI NEDİR Bunu, bize en iyi özetleyen kişi, Cumhuriyet’in ölümsüz kurucusudur. Mustafa Kemal, Türkiye’nin yüzyıllardan beri iki büyük kahredici gücü, iki büyük lanetleme gücü ezdiğini haykırdığı gün, Türkiye Büyük Millet Meclisinin gönderine ilk Cumhuriyet bayrağını çekmişti. Mustafa Kemal’e göre; birisi Emperyalizm, öteki
Dersim Sancağının kontrolü Erzuruma aittir." Yaşanan gündem konusu üzerine herkes konuştuğuna göre, Tarihçi olarak olaya el koymak istiyorum. Bilmeyenler için konuyu özetlemek istiyorum. Tunceli şehri, Belediye Meclisi kararı ile Dersim Belediyesi ismini almıştır. Şimdi gelelim konumuza. 1695'te Osmanlı Devleti, Diplomasi,Askeri ve
Hasan Cemal Erdoğan'a karşı, Atatürk'ün yanında! Erdoğan'a karşı Atatürk'ün yanındayım! Çünkü, Erdoğan'ın yüzü Batı'ya değil Doğu'ya dönük. Çünkü Erdoğan, Cumhuriyet'in laik olanını da, demokratik olanını da sevmiyor. Kadın-erkek eşitliği denince fena oluyor. Eğitimi İslamileştiriyor. Eğitimden 'eleştirel düşünce'yi siliyor. Eğitimi imam
Feraset Peygamber Efendimiz [sallallahu aleyhi vesellem], “Müminin ferasetinden sakının, çünkü o Allah’ın nuru ile bakar” buyurmuştur. Feraset, “varlık veya hadiselerin perde arkasını görmek, bir meseleyi doğru ve hızlı değerlendirmek, çabuk kavramak, hükümde isabet etmek” demektir. Doğru telaffuzu “firâset” olan bu meleke, biri kesbî (çalışılarak kazanılan), diğeri vehbî (Allah vergisi) olmak üzere iki kısımdır. Kesbî olanı bir çeşit ilim yahut sanattır ki “zâhirdeki emarelerden hareketle akıl yürütüp işin iç yüzüne vâkıf olmaya” derler. Bu türlü ferasetle mesela bir insanın eşkaline, kıyafetine, söz ve davranışlarına bakılarak onun ahlâkı, karakteri, mizacı hakkında doğru bir hükme varılabilir. Tecrübeye, bilgiye, akıl yürütmeye dayandığı, talim ve terbiye ile geliştirilebildiği için kesbîdir. Ancak ulema hadis-i şerifteki ferasetin “vehbî feraset” olduğuna, “mümin” ile de kemal mertebesinde bir imanla nimetlenen âriflerin, nâfilelerle Allah’a yaklaşan salihlerin, evliyaullahın kastedildiğine hükmetmişlerdir. “Muhatabının kalbinde olana, bâtınındaki hale muttali olmak” diye tarif edilen vehbî feraset, Cenâb-ı Hakk’ın kâmil müminlere bir ikramıdır. Semerkand Takvimi
Reklam
47 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.