Hz. Ömer Resûlullah (s.a.v)’in huzurunda diz çöktü. Peygamberimiz (a.s.m) Hz. Ömer’in kolundan tutarak: “İmana gel yâ Ömer!” buyurdu. Hz. Ömer kelime-i şehadet getirdi. Ashab-ı Kiram da büyük bir sevinçle tekbir getirdi.
Peygamberimiz (a.s.m) Safâ tepesindeki İbn Erkam’ın evinde ashabına nasihat veriyordu. Hz. Ömer’in kılıçla geldiğini gören Sahabe-i Kiram hemen Peygamberimiz (a.s.m)’ın etrafında etten duvar ördüler. Hz. Hamza: “Ömer’den çekinecek ne var? Eğer iyilikle geldiyse hoş geldi. Değilse daha o kılıcını çekmeden ben onun başını vururum.” diyordu ki Resûl-i Ekrem (a.s.m): “Yol verin! İçeri gelsin.” dedi.
Hz. Ömer kelime-i şehadet getirdi ve:
- Beni bilen bilir. Bilmeyen bilsin ki ben Ömer bin Hattabım. Karısını dul, çocuklarını yetim bırakmak isteyen biri varsa yerinden kımıldasın!” dedi.
Bu sözleri duyan müşrikler dağıldılar. Kâbe’ye varan Müslümanlar yüksek sesle tekbir alıp ilk kez meydanda namaz kıldılar.
Peygamberimiz (a.s.m) Safâ tepesindeki İbn Erkam’ın evinde ashabına nasihat veriyordu. Hz. Ömer’in kılıçla geldiğini gören Sahabe-i Kiram hemen Peygamberimiz (a.s.m)’ın etrafında etten duvar ördüler. Hz. Hamza: “Ömer’den çekinecek ne var? Eğer iyilikle geldiyse hoş geldi. Değilse daha o kılıcını çekmeden ben onun başını vururum.” diyordu ki Resûl-i Ekrem (a.s.m): “Yol verin! İçeri gelsin.” dedi.
Hz. Ömer: “Kardeşlerimiz ne kadar?” dedi. “Seninle birlikte kırk kişi olduk.” dediler. O hâlde ne duruyoruz? “Haydi, Kâbe’ye gidip açıkça namaz kılalım.”dedi. Resûlullah (s.a.v)’in bu teklifi kabul etmesi üzerine en önde Resûl-i Ekrem (a.s.m), sağında Hz. Ömer, solunda solunda Hz. Hamza ve diğer sahabeler arkalarında yer almak üzere Kâbe’ye doğru yola çıktılar.
.. Artık Hz. Ömer, Müslümandı; kırkıncı Müslüman… Bundan böyle, cesâret, kuvvet ve kahramanlığını şirk için değil, İslâm dini uğrunda kullanacaktı. Kureyşlilerin verdiği karar üzerine Server-i Kâinat'ın vücudunu ortadan kaldırmaya koşan Ömer, şimdi onun etrafında pervâne olmuştu. Yiğitliğine îmanın hadsiz kuvvetini de ekleyen Hz. Ömer, bundan böyle Allah için, Resûlullah için müşriklere gözdağı vermeye koşacaktı. Birdenbire parlayan bu ateşin fıtrat, Hz. Muhammed güneşinden feyz ve ışık alarak dünya tarihine adâlet timsâli "Âdil Ömer" unvanıyla geçecektir.
Sayfa 266 - Nesil Yayıncılık Matbaacılık. San ve Tic. AŞ.Kitabı okudu
.. Emsalsiz kahramanlardan biri olan Hz. Hamza'nın Müslümanlar safına katılması ve arkasından da bir grup Müslümanın Habeşistan'a hicretleri, Kureyş müşriklerini derin derin düşündürüyordu. Hayatlarına
büyük bir tedirginlik ve endişe hâkim bulunuyordu. Hepsinin zihninde karar kılmış fikir şu idi:
"Mutlaka, şu Ebû Tâlib'in yetimi Muhammed'in işi, bir an önce halledilmelidir!"
Bu konuyu görüşmek üzere, Dâru'n Nedve'de toplanan Kureyş'in, hararetli ve ateşli konuşmalarından sonra, Ebû Cehil'in teklifi kabul edildi:
"Muhammed'in vücudu ortadan kaldırılacaktır!"
Sayfa 260 - Nesil Yayıncılık Matbaacılık. San ve Tic. AŞ.Kitabı okudu